İngiltere’de Enflasyon Ekim Ayında Geriledi

İngiltere Merkez Bankası enflasyon hedefini %2 olarak belirlemiştir. Bu oranın %3’ün yukarısında gelmesi halinde merkez bankası başkanı Başbakana bir mektup yazarak bu durumun neden kaynaklandığının detaylarını bildirir. Görünüşe göre koltuğu Mervyn King’den devralan yeni başkan Mark Carney yakın gelecekte böyle bir mektup hazırlamak zorunda kalmayacaktır. İngiltere’de enflasyon 2009 yılının Aralık ayından bu yana hedeflenen seviyenin yukarısındadır.

Ulusal İstatistik Ofisinden kısa bir süre önce açıklanan rakamlar Eylül ayında %2.7 seviyesinde olan tüketici fiyat endeksinin Ekim ayında %2.2 seviyesine gerileme kaydettiğini göstermektedir. Bu sayede ülkede yaşanan enflasyon son 13 ayın en düşük seviyesine düşmüş görünmektedir.

Düşüşte yaşanan artış analizciler için sürpriz olmuştur. Ulusal İstatistik Ofisine göre gerilemenin ana sebebi ulaşım ücretlerinde 2009 yılından bu zamana kadar gözlenen en büyük azalmadır. Jeopolitik karmaşa nedeniyle artan petrol fiyatlarının Ağustos ve Eylül ayında azalma yaşaması (Brent petrolü varil başına %10’a yakın gerilemiştir) yakıt masraflarının düşmesine yardımcı olmuştur. Havayolu tarifelerinin de ucuzlaması tüketici fiyat endeksini zayıflatmıştır. Geçen sene tartışmalara yol açan üniversite harçlarının artırılmasının etkilerinin de sistem tarafından hazmedilmiş olması endeksin düşmesindeki diğer bir nedendir. Gıda fiyatları ayrı bir kalem olarak incelendiğinde ise Eylül ayında %4.8 olan oranın geçen ay %4.3 seviyesinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.

Enflasyona başka bir açıdan yaklaşan perakende satış fiyat endeksi de Ekim ayında gerileme kaydetmiş ve %3.2 seviyesinden %2.6 seviyesine ulaşmıştır.

İngiltere Merkez Bankasının “geleceğe yönelik rehberlik” açıklamasına göre, işsizlik oranı %7 seviyesinin altına ininceye kadar, faiz oranları %0.5 seviyesinde tutulacaktır. Görünüşe göre enflasyon kontrol altındadır ve bu nedenden dolayı da faiz oranlarında bir artış yapılması söz konusu olmayacaktır. Faiz oranlarının artırılması -ucuz paraya ulaşmayı zorlaştıracağından- ekonomi açısından istenmeyen bir durum oluşturacaktır. Sonuçta bu “ucuz para” iş çevrelerinin yatırım yapmasını ve doğal olarak istihdam artışını kolaylaştırmaktadır.