Avrupa Komisyonu Cini Şişeye Koymaya Çalışıyor

Koyu bir kapitaliste göre dizginleri mutlak bir şekilde piyasa güçlerinin kontrol etmesi gereklidir. İş çevreleri ve bu firmaların yöneticileri firmalarının çıkarlarını (ve tabi kendi çıkarlarını da) koruyacak doğrultuda özgürce ve devletin minimum müdahalesi ile özgürce hareket edebilmelidir. Öte yandan, halkın gözünde Küresel Finansal Krizin patlak vermesindeki asıl neden bu acımasız iş çevreleri ve onların kendi ceplerini doldurmak konusunda duydukları bitmek tükenmek bilmez açgözlülükleridir.

Avrupa Komisyonu Avrupa içerisindeki halka açık kuruluşların hissedarlarının yatırım yaptıkları kuruluşlar üzerinde daha çok söz sahibi olması için yeni yollar aramaktadır. Tabi böyle bir uygulama firma üzerindeki kontrolleri kurumsal olarak faaliyet gösteren yatırımcılara geçireceğinden doğal olarak başarısız olmaya mahkûm olacaktır.

Avrupa Komisyonu sözcüsü yaptığı açılamalarda: “Bugün, yönetim ve performans ödemeleri arasında yetersiz bir bağlantı bulunmaktadır ve bu durum kısa vadeli zararlı eğilimlere yol açmaktadır” ifadesini kullanmaktadır. Bu konuda atılan ilk adımlar Avrupa Topluluğu içerisinde faaliyet gösteren risk yönetim kuruluşlarının yöneticilerine ve banka patronlarının aldığı primleri azaltmak olmuştur.

Daha sonra planlanan düzenlemeler ile firmaları “yaptıkları faaliyetler ve izledikleri politikalar konusunda açık, şeffaf, karşılaştırılabilir ve kapsamlı bilgiler” sunmaya zorlamak olacaktır. Bu sayede kuruluşlar yöneticilerine verecekleri teşvik primleri için maksimum bir üst limit belirtmek ve bu kişilerin sağladığı vizyonların firmayı uzun vadede nasıl etkilediği konusunda açıklama yapmak zorunda kalacaklardır. Firmaların açıklamaları içerisinde normal çalışanlara yapılan ödemelerin ne şekilde belirlendiği, yöneticilerin aldıkları ek ücretlerin nasıl kararlaştırıldığı gibi detaylar da yer alacaktır. Avrupa Komisyonu bu düzenlemelerin hissedarların bilgilerini ve firma üzerindeki gözetimlerini artıracağını ummaktadır. Ancak bazı kesimler bu konunun Avrupa Komisyonun işi olmadığını ve yatırımcıların kendi kararlarından kendilerinin sorumlu olduğunu söyleyebilirler.

Kısa geçmişe baktığımızda İsviçre’de yapılan bir referandum sonucunun ilgi çekici olduğu söylenebilir. Bu yoklamada yöneticilerin en düşük ücretle çalışan personelin maksimum 12 katı kadar ücret alması sınırlaması reddedilmiştir.

Avrupa Komisyonun bankacılara yapılacak ödemeleri sınırlandırmak konusunda ısrarcı olması -finans kuruluşlarının Londra’dan göç etmeye başlayabileceği korkusu içerisinde bulunan- İngiltere hükümeti tarafından isteksizlikle karşılanmaktadır. Aslına bakarsanız Avrupa Topluluğunun diğer üyelerinin de böyle bir düzenleme konusunda tereddütte olduğu görülmektedir.

İngiltere Endüstri Konfederasyonu direktörü Matthew Fell bu konudaki görüşlerini “Avrupa Komisyonunun hissedarların daha uzun vadeye odaklanmaya yönlendirecek cesaretlendirmelerini hoş karşılamaktayız. Fakat, hisse sahiplerinin edineceği yeni sorumluluklar firmaların yönetimlerini ve işleyiş şekillerini etkileyecek boyutlarda olmamalıdır. Aksi taktirde mikro yönetimin etkilenmesine yol açacaklardır. Ödemelerin, primlerin dengeleri ve oranları hissedarlar tarafından belirlenmemesi gereken bir husustur. İngiltere’de hisse sahiplerinin ödeme politikası konusunda oylamaya katılma hakları bulunmaktadır. Yine de, rakamların belirlenmesi işi komitenin yetkisine bırakılmıştır” şeklinde ifade etmektedir.

Diğer bir deyişle, piyasa güçleri yöneticilerin ödemeleri konusunda söz söyleme hakkına sahip olmalıdır, yoksa yetkileri sınırlandıracak kişilerin oyları boşa gidecektir.

Dr. Mike Campbell
About Dr. Mike Campbell
İngiliz bir bilim adamı ve serbest yazardır. Belçika, Ghent’te doktorasını yapmıştır. İngiltere’den ayrılmasından bu yana Belçika, Fransa, Monaco ve Avusturya’da çalışmıştır. Bir yazar olarak ticaret, bilim, sağlık ve çevre konuları üzerinde yoğunlaşmıştır.

En Sık Ziyaret Edilen Broker Değerlendirmeleri