Ekonomik büyümeye ait ilk tahminler, hızlı bir şekilde açıklanabilmeleri maksadıyla, kısmi veriler baz alınarak hazırlanmaktadır. Bunun anlamı, tahminleri hazırlayan merciinin eline geçecek yeni ve kapsamlı bilgilere bağlı olarak öncül rakamların zaman içerisinde değiştirebileceğidir. Bu durum doğal olarak ilk tahminlerin normalden fazla iyimser veya kötümser olmasına da neden olabilmektedir. Yine de, çok büyük uçurumlar nadiren de olsa gözlenebilmektedir.
ABD Ticaret Bakanlığına bağlı Ekonomik Analiz Bürosu ülke ekonomisinin üçüncü çeyrekte yaşadığı büyümeye ait tahminlerini yukarı yönde revize ettiğini (daha önceki %3.5, %3.9 seviyesine yükseltilmiştir) açıklamıştır. Amerika Birleşik Devletleri dünyanın en büyük ekonomisine sahiptir ve tabi ki burada yaşanan gelişmeler küresel talebin cansız yapısını koruyacağına dair endişe eden analizcileri sevindirmiştir.
ABD'de yapılan üretimin yaklaşık %70'i yerel pazar tarafından tüketilmektedir. Analizciler, büyüme rakamlarını yukarı taşıyan ana etkenin tahminlerin ötesinde güçlenme yaşayan tüketici harcamalarının olduğunu düşünmektedirler. İkinci çeyreğe kıyasla hesaplanan tüketici harcamaları da %1.8 seviyesinden %2.2 seviyesine yükseltilmiştir.
Dünyanın en büyük ekonomisi yeni seneye, çok soğuk geçen bir kış döneminin yarattığı zorluklar ve bütçe üzerinde yaşanan anlaşmazlıklar dolayısıyla geçici bir süre işlevini yerine getiremez hale gelen hükümetin verdiği acılar ile başlamıştır. Fakat herkes tarafından umulduğu şekilde Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi aldığı yaralara rağmen toparlanmayı başarabilmiştir.
Bir diğer gelişme ise Case Shiller konut fiyatları endeksinde meydana gelmiştir. ABD'nin 20 şehrindeki müstakil konutları takip eden bu endeks senelik bazda %4.9 oranında artmıştır.
Piyasa beklentilerinin ötesinde açıklanan veriler her zaman olduğu gibi Amerika Merkez Bankası'nın rekor derece düşük seviyelerde seyreden faiz oranlarını ne zaman yükseltmeye başlayacağı tartışmalarını da alevlendirmiştir. Enflasyona yönelik risklerin mevcut olmadığı bir ortamda (ekonominin aşırı ısınmaya başlamaması halinde) Fed'in faiz oranları konusunda aceleci davranması gerekmemektedir. Yine de, piyasa duayenleri faizlerdeki ilk hareketliliğin 2015 yılının Mart ayında başlayabileceğini dile getirmeye başlamışlardır.