Yunanistan'ın yükümlülüklerini yerine getirmek için kullandığı paraların tam olarak ne zaman tükeneceği şu aşamada hiç kimse tarafından bilinememektedir - burada bahsi geçen konu sadece borç ödemeleri değildir, bunun haricinde memur ve emeklilerin maaşları gibi pek çok önemli husus bulunmaktadır. Her şeye rağmen, neticede nakit rezervleri önümüzdeki günler veya haftalar içerisinde tükenecektir. Eğer Yunanistan bir iflasa sürüklenmek istemiyorsa, en kısa süre içerisinde Avrupalı ortaklarından finansal yardım almalıdır. Ülke, piyasalardan kısa vadeli borçlar temin edebilmeyi başarabilmişse de bu kaynağın faiz ödemesi aşırı pahalı olmuştur. Yunanistan'ın içerisinde bulunduğu durumdan ötürü, tahmin edeceğiniz üzere, kreditörlerin beş veya 10 yıllık tahvil alımına gideceklerini düşünmek hayal sınırlarını zorlamak anlamına gelecektir. Yine de ülkenin bugün ödediği faizler 2010 yılında alınan yardım öncesi seviyelerden geridedir (10 yıllık tahviller kısa bir süre önce %13 dolaylarındaydı).
Hükümetin devlet kurumlarının fonlarında bulunan nakit kaynakların merkez bankasına aktarılmasını istemesi Yunanistan'ın ne derece çaresiz bir durumda kaldığını göstermektedir. Hükümet bu sayede rezervlerini 3 milyar Euro civarında artırabileceğini ümit etmektedir. Tabi burada akla gelen ilk şey devlet kurumlarının işlevlerini yerine getirmek için gereken parada yoksun hale düşeceğidir. Kararın zorunluluk doğurabilmesi ancak yasanın parlamento tarafından onaylanması ile mümkündür.
Yunanistan'ın borçlarını ödemesi gereken tarih her geçen gün biraz daha yaklaşmaktadır; örneğin gelecek ay Uluslararası Para Fonu'na 1 milyar Euro geri ödeme yapılacaktır.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, kurtarma yardımının son diliminin (7.2 milyar Euro) serbest bırakılabilmesi için yapılması gerekli çok işin olduğunun altını çizmektedir: "Çok ama pek çok şey yapılmalıdır ve bunlar acil bir şekilde gerçekleşmelidir. Hepimiz Yunanistan'ın başarılı olmasını temenni ediyoruz. Çözüm Yunan hükümetinin elindedir".
Ülkenin borç yükünün yarısını sildireceğini vaat ederek seçimi kazanan hükümet, doğal olarak, finansal zorunluluklarına nasıl sadık kalacağı konusunda ikna edicilikten uzak kalmaktadır. Açıkça görülüyor ki, Yunanistan'ın bunu gerçekleştirmesi, Euro Bölgesi ortaklarından yeterli desteği sağlayacak adımları atmaması, mümkün değildir. Bloğun diğer üyeleri ise Yunanistan'ın ihtiyaç duyduğu paraya kendisine şart koşulan reformları yapmadan ulaşamayacağını çok açık bir dille ifade etmektedir. Kemer sıkma politikalarını sonlandırmak ve Troyka'nın Yunanistan'ı ilgilendiren meselelere karışmamasını sağlamak da Syriza'yı Ocak ayında zafere taşıyan seçim vaatleri arasındaydı.