Dünyanın ikliminin değiştiği gözle görülebilir bilimsel bir gerçektir. Jeolojik, fosilsel ve izotopsal kayıtlar iklimlerin tropik koşullardan buz çağına gidip geldiğini göstermektedir. Bu olaylar yüz binlerce yıldır gerçekleşmektedir. İnsanoğlunun da yeryüzü üzerindeki pek çok ekosistemi değiştirdiği tartışılmaz bir gerçektir - Avrupa'da ormanların yok edilmesi akla kolayca gelebilecek örneklerden bir tanesidir. Diğer taraftan, on yirmi yıl içerisinde insanoğlu tarafından gerçekleştirilen aktivitelerin çok belirgin iklim değişikliklerine (tabi ki kendi menfaatimize) yol açabileceği fikri tartışmaya açık kalmalıdır - mahkum ettiğimiz karbon dioksit havadan ağırdır (ve bu yüzden hava kolonlarından içeri sızmaktadır) ve aynı zamanda suda çözünerek karbonik asidi (karbonatlı içeceklerde veya sodada ekşi tadı veren) meydana getirmektedir.
"İklim endüstrisi"nin milyarlarca dolar değerine ulaştığı tartışılmaz bir gerçektir; sübvansiyon alan rüzgar tarlaları, fotovoltaik tarlaları, bio-yakıtlar (biraz farklı bir konu), dalgalardan enerji üretim projeleri, yüksel verimli (genellikle düşük parlaklıkta) ampuller, tabi karbon işlemlerinin yapıldığı vadeli piyasalar bu konuda akla gelen ilk örneklerdir. İnsanoğlunun faaliyetlerinin iklimin korunması konusunda pek de dostane olmadığını söylemek zor olmayacaktır fakat o kadar derinlere gitmeyeceğiz tabi.
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney, antropojenik iklim değişikliği konusuna değinmektedir. Londra Llyods'da sigorta şirketlerinin katıldığı bir toplantıda konuşan Carney, iklimlerdeki değişimlerin hava kaynaklı doğal felaketleri (tayfunlar, kasırgalar, su baskıları gibi) artırabileceğini ve sigorta kuruluşlarına büyük zararlar verebileceğine işaret etmektedir. Bir felaket habercisini andıran yaklaşımı ile başkan, iklim dolayısıyla şu anda yaşanan problemlerin gelecekte yaşanacaklara nazaran devede kulak kalacağını vurgulamıştır. Tabi biraz abarttığını tartışabilirsiniz belki ama yine de... Başkan Carney, antropojenik iklim değişikliğinin uzun vadede küresel istikrar açısından büyük bir risk taşıdığını anlatmaya çalışmaktadır.
Mark Carney açıklamasında, "Aranızdaki ileri görüşlüler bu faktörün emlak, göçmenlik, politik istikrar, yiyecek ve içecek güvenliği gibi sayısız konuyu etkileyeceğini şimdiden görebilmektedir" ifadesini kullanmıştır. Carney aynı zamanda, sorunun doğası gereği problemin diğer nesillere bile uzanabileceği konusunda da uyarılarda bulunmaktadır: "Diğer bir deyişle, iklim değişikliği finansal istikrarı şekillendiren bir pozisyona geldiğinde iş işten çoktan geçmiş olabilir". Madem gelecek kuşaklardan bahsediyoruz hazır yeri gelmişken söyleyeyim, biz kamu borcumuzu da gelecek nesillere yüklemeyi düşünüyoruz.