Aynadan Geleceğe Bakmak

İngiliz seçmeninin az bir farkla Avrupa Topluluğu’ndan ayrılma tercihi yapmasından bu yana henüz bir hafta bile olmadı. Bu tercihi yapanların neden böyle bir karar verdikleri veya ne umut ettikleri net değildir. Bu yönde yapılan kampanyalarda iki konu ön plana çıkmıştı: Birleşik Krallık’ın her hafta 350 milyon sterlin postaladığı ve “sınırların kontrolünün geri kazanılması”. Göçmenlerin, Ulusal Sağlık Sistemi’nin yanı sıra eğitim, barınma gibi konularda kabul edilemeyecek derecede bir yük getirdikleri ve aynı zamanda “ucuz” işgücü temin etmelerinden dolayı İngilizlerin işlerini ellerinden aldıkları yönünde görüşler sunulmuştur. Bu ne geçmişte, ne de şu anda gerçeği yansıtmamaktadır.

Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) lideri Nigel Farage şimdi bu iddiasından uzlaklaşma çabası içerisindedir. Görünen o ki, ayrılma yönünde kampanya düzenleyen takımın (artık Brüksel’e gitmeyecek paraları) Ulusal Sağlık Sistemi’ne para aktarması da mümkün olmayacaktır. Kampanyanın liderleri Birleşik Krallık’ın göçmen probleminin Avrupa Birliği’nden çıkılması durumunda çözülebileceği vaadinden de yan çizmektedir. Kısacası, AB’den çıkmak için oy kullananların elde etmeyi beklediği herşey buhar olmuştur. Son günlerde gerek Avrupa içinden gerekse Avrupa haricindeki ülkelerin vatandaşlarının oluşturduğu etnik azınlıklara yönelik saldırı eğlemleri artış kaydetmiştir. Britanya toplumunun dar bir kafa yapısına sahip bazı yüzkaraları referandumun kendilerine (farklı olrak algıladıklarına karşı) diledikleri kadar özgür davranma yetkisi verdiğine inanmışlardır. Britanya bir ada ülkesidir ve kaldı ki Schengen’e de katılmamıştır. Katılmış bile olsaydı, kapıları diğer ortaklarından farklı bir şekilde açık olacaktı. Birleşik Krallık’ın sınırları sürekli olarak kontrol altındaydı. Devlet, istenilmeyen kişilerin girişine her zaman engel olabilirdi; yani göçmen tehdidi tamamen bir safsataydı.

Ayrılık taraftarlarının amigoluğunu yapan Boris Johnson, oylamadan bu yana yaptığı her konuşmada ülkenin Avrupa’ya sırtını dönmediğini ve ortak pazara erişimin süreceğini ifade etmektedir. Bunun anlamın İngiltere’nin insanların serbest dolanım özgürlüklerini kabul etmesi ve kuralların Avrupa Birliği tarafından belirlendiği EFTA’ya (Avrupa Serbest Ticaret Birliği) katılarak yine para ödemeye devam etmesidir. Yani geçmişe göre yeni bir avantaj elde edilemeden hali hazırda sahip olunanlar yitirilmektedir. Avrupa Topluluğu’na dahil kalınması kanunların çıkarılması ve kararların alınması sürecinde veto hakkın tanımaktaydı. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyonu ve daha birçok organ içerisinde temsilci sahip olmanın verdiği avantaj da uçup gidecektir. Birleşik Krallık’ın böyle bir duruma düşmesi kabul edilemez. Görünüşe göre Boris Johnson’un asıl hedefi iyi bir mücadele çıkararak çok az bir farkla kaybetmek ve bu arada da kendisine Muhafazakar Parti’nin liderliğini getirecek zemini hazırlamaktı – fakat referandumu kazanarak ülkenin ekonomik geleceğini büyük bir tehlikeye atmıştır.

Politika sahnesinin önemli kesimleri seçmenin kararını verdiğini ve bu yüzden Avrupa Birliği’nden kopulması gerektiğini söylemektedir. Parlamento, ülkenin çıkarlarını korumak ve bu süreçte kendi değerlendirmelerini de kullanmak için oradadır. Britanya’nın topluluktan ayrılması durumunda nelerin değişeceğinin kıyaslamalı bir şekilde seçmenlere yeniden anlatılması ve isteklerinin gerçekten bu olup olmadığının sorulması, hayal gibi görünse de, en akla yatkın seçenektir. Göreve seçtiğimiz vekillerin normalde bunu yapması gerekir.

Birleşik Krallık, bloktan ayrılması sürecini başlatacak 50nci maddeyi (Lizbon Anlaşması) uygulamaya koymasından itibaren iki yıl kadar daha AB üyesi kalacaktır. Hiçbir ülke vaya topluluk İngiltere’yi topluluk dışına çıkmak için zorlayamaz fakat ortaklarımız bizden açıklık getirmemizi beklemektedir. Britanya halkı dünyanın en büyük ortak pazarını terk etmenin nelere mal olacağını (bu pazarın dışında kalmanın neler getirip neler götüreceğini) tam anlamıyla kavrama hakkına sahiptir.

Dr. Mike Campbell
About Dr. Mike Campbell
İngiliz bir bilim adamı ve serbest yazardır. Belçika, Ghent’te doktorasını yapmıştır. İngiltere’den ayrılmasından bu yana Belçika, Fransa, Monaco ve Avusturya’da çalışmıştır. Bir yazar olarak ticaret, bilim, sağlık ve çevre konuları üzerinde yoğunlaşmıştır.

En Sık Ziyaret Edilen Broker Değerlendirmeleri