İki kez yapılan genel seçimler, bölgesel krizlerin yarattığı çalkantılar ve ekonomide sıkıntı oluşturan faktörlerin artması Türkiye'nin 2015 yılını zorluklarla geçirmesine yol açmıştır.
7 Haziran tarihinde yapılan genel seçimler ertesine hiçbir partinin hükümeti kuracak çoğunluğu yakalayamaması 1 Kasım'da yeni bir genel seçim yapılmasını zorunlu kılmıştır.
Beş ay içerisinde iki genel seçim yapılması geçici hükümeti artan yerel sorunlar ile baş başa bırakmıştır - bu süre zarfında gerek ekonomi gerekse dış ilişkiler acil müdahale gerektirmiştir.
"Türk liderler hem Kürt terörü hem de DAEŞ militanları ile sıkı bir mücadeleye girmek zorunda kaldı. Bu esnada tırmanan terör gölgesinde seçim kampanyalarını da yürüttüler."
Türkiye, artan DEAŞ tehdidinin yanı sıra hem Amerika Birleşik Devletleri hem de Avrupa Birliği tarafından da bir terör örgütü olarak kabul edilen PKK'nın saldırıları ile mücadele etmeye çalışmaktadır.
Dış Politikadan Kaynaklanan Sorunlar
Türkiye'nin dış politikasındaki en önemli gelişme Türk savaş uçağının Suriye sınırında bir Rus jetini düşürmesi olmuştur. Bu olay Moskova'nın Ankara ile olan ilişkilerinde çok büyük değişikliklere yol açmıştır. Bu olay sonrasında Rusya Türkiye'ye bazı ambargolar uygulamaya başlamıştır.
Suriye ve Irak'ta yaşananlar da Türkiye için kritik önem arz etmektedir. Savaşlardan kaçan ve Türkiye'ye sığınanların sayısı 2.5 milyonun üzerindedir.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetin sığınmacılar için dokuz milyar dolardan fazla para harcadığını fakat yabancı teşkilatların sadece beş yüz milyon dolar yardım gönderdiğini söylemiştir.
Ankara, Suriye'deki Esad hükümetini tanımadığını açıklamıştır. NATO üyesi olan Türkiye Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın savaş uçaklarının DAEŞ hedeflerini bombalayabilmeleri için Türkiye'de konuşlanmasına izin vermiştir.
Türkiye'nin bölgedeki ülkelerle sorunları bunlarla bitmemektedir. Türkiye ile Irak arasındaki ilişkiler hükümetin Irak sınırında yer alan Musul yakınlarına asker sevk etmesi dolayısıyla gerginleşmiştir. Türkiye'nin Mısır ile olan ilişkileri de ciddi şekilde tahrip olmuştur.
Ekonomik Sorunlar Devam Ediyor
Türkiye ekonomisinin yılın ilk dokuz ayında beklentilerin ötesinde, %3.4 oranında, büyümesine karşın artan işsizlik, enflasyon ve azalan ihracat gelirleri hükümetin başını ağrıtmaktadır.
Hükümet tarafından yayınlanan veriler işsizlik oranı Eylül ayında %10.5 seviyesine eriştiğini ortaya koymaktadır. Diğer bir deyişle 3.1 milyon kişi iş aramaktadır. Genç kesime yönelik işsizlik ise %18.5 seviyesindedir.
Yıllık enflasyon Kasım ayında %8.1 düzeyine tırmanmıştır - resmi hedef %5 olarak belirlenmişti. Türk lirası Amerikan doları karşısında ciddi bir değer kaybına uğramıştır.
Amerika Merkez Bankası'nın faizleri artırması ertesinde Türkiye Merkez Bankası'nın faiz oranlarında bir değişikliğe gitmemesi merkez bankasının bağımsızlığına dair tartışmaları alevlendirmiştir.
Analizcileri endişelendiren bir başka konu ise hükümetin asgari ücret artışına dair verdiği sözlerdir. Türkiye Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı asgari ücretteki planlanan artışın enflasyonu %1.5 oranında yükselteceğini tahmin etmektedir.
Ekonomist Seyfettin Gürsel, Türkiye'nin potansiyel büyümenin %5 seviyelerine erişebilmesi ve ekonominin rayından çıkmaması için yapısal reformlara hız verilmesi gerektiğini dile getirmektedir. Yatırımlar ve üretim kazanımındaki azalmaya dikkat çeken Gürsel "Her iki zayıflığı da ortadan kaldırmak için üretimi güçlendirecek reformlar şart" ifadesini kullanmıştır.
AK Parti hükümeti kısa bir süre önce ülkenin kronik ekonomik problemlerini çözecek reform paketi açıklamıştır.
Türkiye'nin ihracatı Kasım ayında %10.5 oranında gerilemiştir. Ülkenin ihracatının büyük bir payını oluşturan Rusya ve Irak pazarlarının kapanması dış ticaret gelirlerini kötü yönde etkilemektedir.