Türkiye ve Suudi Arabistan ortak bir coğrafyayı, tarihi ve kaderi paylaşan iki komşu ülkedir. Son 13 yıl içerisinde gerçekleşen yakınlaşmanın iş dünyası ve ekonomik alanlarda yansımalarını görmek mümkündür.
Suudilerin Türkiye'de yaptıkları yatırımlar tırmanışa geçmiştir. 2015 yılı sonunda Türkiye'de faaliyet gösteren Suudi firma sayısı 744'e ulaşmıştır. Bu firmaların 149'u gayrimenkul, 120'si inşaat, 110'u toptan satış, 87'si perakende satış, 77'si taşımacılık ve turizm, 20'si otel ve restoran, geri kalanlar ise diğer sektörlerde yer almaktadır.
Türkiye piyasasına yakın zamanda girenler arasında Acwa Power International (enerji)ve Iris Capital (e-ticaret) gibi isimler vardır. Türkiye'deki en büyük Suudi yatırımı ise Türkiye Finansı bünyesine dahil eden National Commercial Bank'e aittir.
Suudi Arabistan'ın son beş yıl içerisinde Türkiye'ye yaptığı yatırım miktarı 553 milyon dolar düzeyindedir; toplama bakılacak olursa bu rakam 2 milyar dolara yükselmektedir.
2015 yılı verilerine göre Suudi Arabistan Türkiye'nin 12nci en büyük ihracat pazarını oluşturmaktadır; ithalatta ise 22nci sırada yer almaktadır. Türkiye 2015 yılında Suudi Arabistan'a 3.47 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmiştir. Bu ülkeden yapılan ithalat ise 2.11 milyar dolar düzeyindedir - bu da toplam ticaret hacminin 5.5 milyar dolara yaklaştığını işaret etmektedir.
Türkiye'yi ziyaret eden Suudi turist sayısı her geçen yıl artış kaydetmektedir. Türkiye'ye 2015 yılında gelen Suudi ziyaretçi sayısı 450000'in üzerindedir. Bu rakam, 2014 yılında 341000 iken 2013 yılında ise 234000 düzeyindeydi. Görüldüğü üzere son yıllarda Türkiye'ye gelen Suudi sayısındaki artış bir hayli fazladır.
Türkiye, Suudi yatırımcıların sürekli radarındadır.
Suudi yatırımcıların enerji, turizm, finans, emlak gibi çok çeşitli alanlara yayılmaları iki ülke arasındaki ilişkilerin potansiyelini de artırmaktadır.
Avrupa ve Amerikalı yatırımcıları Türkiye'de yatırım yapmaya cezbeden sebepler, yeni fırsatlar arayan Suudi iş dünyasının da ilgisini çekmektedir. Suudi Arabistan, Türkiye sayesinde Avrupa, Kafkaslar ve Orta Asya gibi zengin piyasalara açılabilmektedir.
Türkiye'nin Avrupa Gümrük Birliğine üye olması bunun yanı sıra 27 ülke ile ticaret anlaşması bulunması Suudilerin birçok piyasaya güvenle açılabilmesine olanak tanıyan yatırım imkanı vermektedir.
İstanbul'un sahip olduğu yoğun ekonomik ve iş dünyası aktiviteleri düşünülecek olursa, büyük bir hızla önemli bir merkez haline gelmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Bu durumun farkına varan Türkiye hükümeti de İstanbul'un uluslararası finans merkezi rolünü üstlenmesini hızlandıracak bir projeyi hayata geçirmiştir.
Küresel Finansal Kriz esnasında dayanıklılığı onaylanan Türkiye bölgedeki en istikrarlı ve kazançlı finansal sektöre sahiptir. İstanbul Finans Merkezi, kaliteli işgücü ile, uluslararası şirketlere bölgedeki finansal operasyonlarını İstanbul üzerinden yönetme olanağı tanımaktadır.
Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut, Tükiye-Suudi Arabistan arasındaki yatırım ve iş ilişkilerine yönelik açıklamasında ilişkilerin çok daha büyük potansiyele sahip olduğunu dile getirmiştir.
Başkan Ermut, "Ekonomik işbirliğimizin çapı her geçen sene büyümektedir ve daha da büyümesi mümkündür. İkili ticareti artırmak hem Türkiye hem de Suudi Arabistan için sürdürülebilir büyüme anlamına gelmektedir. Tütk ve Suudi iş dünyası tarafından başka ülkelerde yürütülen ortak projeler bölgenin kalkınmasına da katkıda bulunacaktır. Diğer bir deyişle, ekonomik işbirliğimizi güçlendirmemiz sadece bizi değil tüm Orta Doğu'ya katkı sağlayacaktır" demiştir.