Erken genel seçim senaryolarının konuşulmaya başlaması ile birlikte Türkiye'nin kredi notunun ve ekonomisinin olumsuz yönde etkileneceği kaygılarının artması Türk lirasının Amerikan doları karşısında son bir yıl içerisindeki en büyük kaybını yaşamasına neden olmuştur. Kayıpların %4.6 gibi bir boyuta ulaşmasında Amerikan dolarının piyasa genelinde güç kazanması da rol oynamaktadır.
Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlık görevini bıraktığını açıklaması ertesinde artan belirsizlik sadece Türk lirasını değil İstanbul borsasını da etkilemiştir. Bu hafta keskin bir düşüş sergileyen İMKB Perşembe ve Cuma günü toparlanmaya çalışsa da haftalık kayıp %8'den fazla olmuştur.
Türk lirası iç siyasette hassas bir yapıdadır ve bu durum piyasada aşırı bir dalgalanmaya yol açmaktadır. Tabi burada asıl önemli konu piyasa dostu ekonomik kabinenin nasıl bir değişim geçireceğidir. Eğer ekonomik politikada ciddi bir değişim sinyali gelirse, Türk lirası için iş değişebilir.
Yaşanan belirsizlik yabancı yatırım kuruluşlarının görüşlerini de etkilemektedir. Örneğin, JP Morgan kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin notu düşürebileceği uyarısında bulunmuş ve hazine tahvilleri üzerindeki pozisyonların azaltılmasını tavsiye etmiştir.
Uluslararası Para Fonu'nun son raporunda da Türkiye'ye yönelik kaygılara yer verilmiştir. Kuruluş raporunda artan siyasi risklere dikkat çekmiş fakat büyüme tahmininde bir değişikliğe gitmemiştir.
Her şeye rağmen, büyük bir felaket beklentisi şu aşamada yanıltıcı olabilir. Standard and Poor's kredi derecelendirme kuruluşu, bugün yayınladığı bildiride Türkiye'nin BB+ olan kredini notunu sabit tuttuğunu, kredi notu görünümünü ise 'negatif' seviyesinden 'durağan' seviyesine yükselttiğini ilan etmiştir.
Standard and Poor's tarafından yapına değerlendirmede "2016-2018 dönemini kapsayan orta vadeli ekonomi programının uygulanması bu yıl geçici olarak durabilir. Küresel ekonomide belirsizlik, ABD'de faizlerin olası tekrar yükselişi, Türkiye'de de reel faizlerin artmasına yol açabilir" demektedir.
Moody's ve Fitch gibi diğer kredi derecelendirme kuruluşlarının nasıl bir adım atacakları ülkenin dış borçlanma oranları açısından önem taşıyacaktır. Bu noktada, kurulacak kabinenin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Rusya'ya yapılan ihracatın darbe alması ve terör olayları dolayısıyla azalan turist sayısı halihazırda cari açığı olumsuz etkilemektedir.