Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Bakan Alexei Ulyukayev ve Bakan Nihat Zeybekçi’nin 27 Temmuz tarihinde bir araya geleceği ifade edilmiştir.
Türkiye Maliye Bakanı Nihat Zeybekçi, konu ile ilgili sorulara yanıt verirken Ankara’nın Moskova ile karşılıklı ticareti 100 milyar dolara yükseltme hedefini koruduğunun altını çizgi. 2013 yılının Aralık ayında gerçekleştirilen görüşmeler sonrasında Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönemde 33 milyar dolar olan, ikili ticareti 100 milyar dolara yükseltmeyi hedeflediklerini dile getirmişlerdi.
İki ülke arasındaki ilişkilerin normale dönmeye başlaması pek çok açıdan sevindiricidir. Rusya Taşımacılık Bakanı Maksim Solokov, Türkiye’ye yapılan charter seferlerin yakın gelecekte başlayacağını söylemiştir.
Ankara ile Moskova arasındaki görüşmelerin başlaması Suriye krizine çözüm bulunması umutlarını da artırmaktadır. Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, “Tüm bunların bölgedeki genel durumu iyileştireceğini umuyorum. Suriye krizinin sonlandırılmasına aynı yönden yaklaşmamıza yardım edeceği beklentisindeyim” demiştir.
Aynı coğrafya üzerinde önemli role sahip iki ülkenin ikili ilişkilerini onarması bölgesel güvenliğin kuvvetlendirilmesi açısından şarttır. Emekli Büyükelçi Ünal Çeviköze göre, “Türkiye’nin dış politikasında çok ciddi tıkanıklıklar vardı. Bu tıkanıklıklar özellikle Doğu Akdeniz ve Ortadoğu coğrafyasını ilgilendiriyordu. Bu açıdan bakıldığında öncelikle İsrail'le ilişkilerin normalleştirilmesi için adım atılması ve Rusya ile atılan diplomatik adımlar olumlu olarak değerlendirilmeli.”
Türkiye’nin benzer adımları Mısır ve Suriye ile de atması ve ilişkilerini normale döndürmesi gerekmektedir. Bölgede istikrarın sağlanması Türkiye’nin hem bu coğrafyadaki ekonomik önemini atrıracaktır hem de yeni yatırımcıları çekecektir. Neticede Türk ekonomisi, bunca olaya rağmen dimdik ayakta durmaktadır ve dünyada pekçok ülkenin arzuladığı bir hızda büyümektedir.
Terör olaylarına ve politik gerilime karşın hükümetin iş dünyasını desteklemek için yaptığı reformlar yabancı yatırımcıları çekmektedir. Petrol fiyatlarının göreceli olarak düşük bir düzeyde seyretmesi ve GSYH’nin %70’ini oluşturan yerel pazarın gücünü koruması riskleri kısmen azaltmaktadır. Kaldı ki, Euro Bölgesi’ndeki bazı ülkelerin halen ekonomik sorunlarla karşı karşıya olması, Çin’in büyüme hızının yavaşlaması ve İngiltere’nin AB’den çıkışına yönelik belirsizlik Türkiye’nin popülerliğini korumasına katkıda bulunmaktadır.