Çok eski bir espri vardır; eğer bankaya £10.000 borcunuz varsa bu sizin için büyük bir problem değildir fakat bankaya olan borcunuz £10.000.000 ise o zaman bankanın büyük bir problemi vardır. Yunanistan ve halkının gerçekten çok büyük bir problemlerinin olmadığını söylemek haksızlık olacağı gibi, söylediğim esprinin ana fikrinin doğruluğu da önemlidir. Görünen o ki piyasa oyuncularının büyük bir kısmı, Yunanistan’ın yaklaşık €130 milyar olan birikmiş borcunu ödeyemeyeceğini düşünmektedir. Sonuçlarının diğer Avrupa Birliği ülkeleri üzerinde yaratacağı etkilerin kestirilmesi zor olan, karışık bir iflastan kurtulmanın yolu, kredi verenleri bir “saç tıraşına” ikna etmektir.
Ülke tahvilleri (ne çeşit olursa olsun) güvenli bir yatırım aracı olarak varsayılırlar. Bu yatırım aracı, tahvilin geçerli olduğu süre zarfında, kazancı (faiz ödemesini) garanti altına alır ve vadesi dolduğunda da yapılan yatırımının tamamını yatırımcıya geri öder. Kazanç (faiz) olası bir iflas riskine bağlı olarak belirlenir; riskli fazla olan tahvillerin kazancı da fazladır. Tabi zaman ilerledikçe, güvenli olarak düşünülen bir bahis, çok kırılgan bir hale dönüşebilir. Genel olarak bu durum devlet tahvillerinden çok şirket tahvillerinde görülür.
Yunanistan Finansal Krizi – Mahşer Vakti Geliyor mu?
Yunanistan’ın yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için Uluslararası Para Fonunun ve Avrupa Birliğinin sağladığı €130 milyar yardım fonundan daha fazla yararlanması gerekecektir. Kaldı ki bunu da Mart ayında yapacağı €14 milyar borç ödemesi yüzünden iflas etmeden gerçekleştirmelidir. Geçen yılın sonlarında ekonomi haberlerinde sıkça konuşulan konu, kredi verenlerin geniş çapta (gönüllü) katılımını hedefleyen %50lik nominal değer kaybı üzerinde yapılan görüşmelerdi. Diğer alternatifler ise; ya Yunanistan teknik bir iflas ile zoraki bir değer kaybı uygulayacaktı, yada tamamen iflas ilan edip yükümlülüklerinin hiçbirisini yerine getirmeyecekti. Yapılan görüşmelerde, şu an için, tıkanma noktası yaratan esas konu yapılacak ödemelerin faiz seviyesidir. Kredi verenler ile Yunan yetkililer arasında hafta sonunda gerçekleşen görüşmeler bir uzlaşmaya varılamadan noktalanmıştı. Görünen o ki yatırım (hedge) fonlarının bir bölümü anlaşmanın şartlarından pek memnun değiller. Analizcilerin büyük bir çoğunluğu eninde sonunda, (Yunanistan kurtarma fonundan ihtiyaç duyduğu yardımı almadan önce) finansal mahşerden önce anlaşma sağlanacağını düşünmektedir.