Son güncelleme: Şubat 2017
Teknik analiz kavramının en basit ve en yaygın olarak kullanılan temel ögelerinden birisi süphesiz ki destek ve direnç seviyeleridir. Destek ve direnç seviyeleri teknik analiz hakkında çok fazla bilgisi olmayan yatırımcıların bile duymaya aliştığı bir kavramdır. “Alıcıların piyasaya gelmeye basladıkları yer” veya “satıcıların piyasaya gelmeye basladıkları yer” olarak da ifade edilmektedir.
Destek bulmak, kelimenin anlamı ile eş değerdir: finansal enstrümanın desteklendiği nokta kastedilmektedir. Diğer bir deyişle, paritenin asağısına geçmekte zorlandığı belirli bir noktadır. Asağıdaki örnekte göreceğiniz gibi, EUR/CHF paritesi 1.20 seviyesinin aşağısına inmekte zorlanmaktadır. Bu seviye parite için bir destek görevi görmektedir. Destek süresi arttıkça yatırımcıların bu seviyeden alım yapmak için duydukları güven artmaktadır. Fiyatların bu noktaya geri gelmesi ile birlikte yatırımcılar bu seviyenin alım için iyi bir nokta olduğuna kanaat getirirler.
Buna benzer bir durum piyasanin yükselmekte, belirli bir seviyeyi geçmekte zorlandığı zamanlarda karşımıza çıkmaktadır. Piyasanın yükselişe direndiği bu seviyeler “direnç” olarak adlandırılmaktadır. Temel mantık destek kavramı ile aynıdır, sadece yön farklıdır. Direnç seviyesi, fiyatlarin (paritenin, finansal enstrümanın) aşırı derecede yükseldiğini düşünen birçok yatırımcının düşüş beklentisi içinde piyasaya geldikleri yer olarak tanımlanabilir. Pek çok denemenin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından paritenin hareketini kestirmek zor olmayacaktır. Bu durumun en iyi örneğini 2008-2009 yılında USD/CAD paritesinde bulabiliriz.
Yalnız, hiçbir şeyin %100 güvenilir olmadığını her zaman aklınızda bulundurun. Daha önceki denemelerin başarısızlıkla sonuçlanması bir sonraki denemenin nasıl sonuçlanacağının garantisi değildir. Burada yapılan, destek-dirençlerin spekülasyonu yolu ile başarı olasılığını artırmaktan başka bir şey değildir. Yine de, destek ve direnç gibi araçlar yardımı ile doğru kararı vermeye çalışmak döviz piyasası işlemlerinin temelini oluşturmaktadır.
Destek ve direnç kavramının bir başka kullanımı ise kırılma durumunda ortaya çıkan hareketlerdir. Basitçe söylemek gerekirse, kırılan bir direnç ileride parite için destek görevi görecektir. Destekler için de bu kavram geçerlidir. Kırılan bir destek ileride direnç olarak paritenin karşısına çıkabilir. Bu durumu bir bina içerisindeki hareketinizle bağdaştırabilirisiniz. Zeminde bulunurken birinci kata ulaşmanızı engelleyen bir tavan bulunmaktadır. Fakat birinci kata ulaştıktan sonra, sizi daha önce engellemiş olan bu tavan bir tabana dönüşerek yükünüzü taşır hale gelmiştir. Doğal olarak, bu her iki yön için de geçerlidir.
Yuvarlak sayıların güçlü destek ve direnç seviyeleri oluşturma eğilimine de dikkat edilmelidir; 1.20, 1.20, 1.00 ve 0.50 gibi. Bu tip seviyelerin piyasaların genelinde tepkilerin ortaya çıktığı yerler olması dikkat çekicidir. Egzersiz olmasi için EUR/USD paritesi üzerinde 500 piplik aralıklarla yatay çizgiler yerleştirebilirsiniz. Örneğin; 1.25, 1.30, 1.35… Bu noktalar üzerindeki gözlemleriniz konuyu kavramanıza yardımcı olacaktır.
Teknik analizle ilgili kavramların bütününde olduğu gibi, uzun vadeli grafikler üzerinde yapılan gözlemler daha güvenilir olacakıir. Yatırımcıların kısa vadeli grafikler üzerindeki destek ve direnç seviyeleri hakkında konuştuğunu sıklıkla duyabilirsiniz. Fakat her zaman hatırlamanız gereken şey, günlük veya haftalık grafiklerde oluşan destek ve dirençler 15 dakikalık grafikte gördüğünüz destek ve dirençten daha sağlam olacaktır. Uzun vadede oluşan trendler (akımlar) baz alınarak yapılan işlemlerin başarılı olma ihtimali daha yüksektir.