Hisse senetleri üzerinde işlem yapılması bir asırdan geriye uzansa da gerek bu piyasaya yeni giren gerekse tecrübeli kişiler çarkların nasıl döndüğünü veya işlerin nasıl yürüdüğünü tam olarak kavrayamamış olabilirler.
Oyunun kuralları yıllar içerisinde değişmemiştir. Bugün sadece daha fazla piyasa vardır ve büyüklükleri her zamankinden fazladır.Bilgisayarlar sayesinde artık işlemler milisaniyelerde gerçekleştirilmektedir ve firmalar kendilerini pek çok yabancı sitede tanıtmaktadır. Hisse işlemlerini daha rahat anlayabilmek için süreci daha küçük parçalara ayırmak faydalı olabilir.
Borçlanma veya Hisseler
Bir firmanın para toplaması iki şekilde gerçekleşebilir. Firma sahibi parayı ya bankadan borç alacaktır yada hisseler aracılığıyla iş ortaklığı teklif edecektir. "Hissedar" olmanız, sizin pozisyonunuzdaki diğer insanlarla birlikte, o işin bir parçasının size ait olması anlamına gelmektedir. Artık siz de o firmanın sahip olduğu varlıklara ve kazandıklarına ortak olmuşsunuzdur.
Ne yazık ki, firmanın hisselerinin bir bölümünün sizde bulunması firmanın işleyişinde söz sahibi olacağınız anlamına gelmemektedir. Tabi bazı büyük kuruluşların değişen zamanlarda hissedarlarının yönetim kurulu üyelerinin seçimi veya belirli yapısal değişimlere karar verilmesi gibi konularda oy vermelerine olanak sağlamaktadır. Hissedar sayısı fazlalığının gözlendiği ortamlarda kişisel oyların etkisi de hafiflemektedir.
Bir firmanın ortaklık yapısı da hisse değerini etkileyen etkenler arasındadır. Eğer hisse sahiplerinin elde edilen gelirler üzerinde herhangi bir hakkı olmasaydı, hisse senedinin değeri basıldığı kağıttan fazla olmayacaktı. Yatırımcılar, hisse değerinin artmasının firmanın kazancıyla doğrudan bağlantılı olduğunu anlamalıdır. Bu olgu hisse senetlerinin temelini meydana getirmektedir.
%10 Ortalama Yükseliş
New York Hisse Senedi Piyasayı Çöküşü'nün yaşandığı 1929 yılından sonra, hisse fiyatları birçok paniğe ve düşüşlere rağmen yıllık ortalama %10 civarında ilerleme kaydetmiştir. Yine de, tüm yatırım araçlarında olduğu gibi, hiç bir şey garanti değildir. Eğer büyük firmalara ortak olmayı sürdürürseniz, zaman içerisinde iyi bir performans yakalama şansınız bulunacaktır - tabi hissenizin dip yaptığı anda satış yolunu seçmediyseniz. Bu, insanların para kaybetmesinin başlıca nedenidir. Piyasadaki düşüşün sona ermesini beklemeden, piyasanın toparlanma şansı yakalamasını beklemeden hisselerden çıkılmaktadır.
Yukarıda bahsettiğim durum küçük çaplı firmalar için geçerli olmayabilir çünkü bu hisseler daha fazla ihtiyat gerektirmektedir. Küçük firmaların hisselerinin ucuz olması daha çok hisse alabilmenize olanak tanımaktadır ancak bu firmaların gücü ve zor zamanlarda hayatta kalmaları veya büyük yaralar almadan kurtulmaları gibi konular kafanızı kurcalayacaktır. Bugün internet üzerinden yapılan işlemlerin sağladığı kolaylıklar ile pek çok işlem yapılabilmektedir ancak bu kolaylık kayıpla sonuçlanabilecek işlemleri de yaygınlaştırmaktadır.
Piyasada her zaman iniş ve çıkış akımları ile karşılaşılacaktır. Sabır ve zaman faktörü yatırımda başarıya ulaşmanın anahtarı niteliğindedir. Eğer hisse senetleri üzerinde başarılı yatırımlar yapmak istiyorsanız uzun vadeyi göz önünde bulundurmalısınız. Ancak düşüşlerin yarattığı baskıya dayanabilmeniz için yeterli anaparaya sahip olmanız da gerekmektedir. Bu sayede satış yapmanız veya hiç bir şeye dokunmadan beklemeniz gereken zamanları daha rahat ayırt edebilirsiniz.