Mark Twain'in de bir zamanlar dediği üzere, "Enerjisi olmayan bir insan nedir? Hiç - kesinlikle bir hiç".
Yaratılıştan bu yana, insanoğlunun güç arayışı azalmamıştır; halen kendimize ve gezegenimize güç temin edebilmek için en üstün yolu bulma arayışındayız. Yıllar içerisinde pek çok metot denenmiş ve bir şekilde kenara atılmıştır. Gelişen teknolojiye paralel yeni fikirler üretilse de bunlar da zaman içerisinde unutulmuştur.
Görünüşe göre bu süreç içerisinde bir kez daha en baş noktaya -rüzgar, su ve güneş gibi yenilenebilir ve bitmek bilmeyen kaynakların kullanımına- geri dönülmüştür. Yine de, bugün bu kaynaklar küresel enerji üretiminin sadece %15'lik bir bölümünü karşılamaktadır.
Enerji üretiminde kullanılan teknolojilerin maliyetlerinin azalması ile birlikte birçok yeni yöntem fosil bazlı yakıtlarla rekabet edebilir hale gelmiştir ve yenilenebilir enerji ürünleri-hizmetleri küresel pazarda belirgin bir yer sahibi olmaya başlamıştır.
Yenilenebilir Enerji Tırmanıyor
Bu konuyu biraz daha somut olarak kafanızda canlandırabilmeniz için bazı rakamsal örnek vermek faydalı olabilir. Yakın zamanda yayınlanan raporlara göre yenilebilir enerjinin piyasa payı, son iki yıllık düşüşün ertesinde, 2014 yılında %17 artış kaydetmiş ve 270 milyar dolara ulaşmıştır.
Aynı raporlarda Çin'in en büyük yeşil enerji yatırımını yaptığı ifade edilmektedir; 2013 yılına kıyasla %39 artış gözlenmiş ve 83.3 milyar dolara tırmanmıştır. %7 artış ile (38.3 milyar dolar) Amerika Birleşik Devletleri ikinci sırada yer almaktadır - fakat halen 2011 yılında erişilen zirvenin gerisindedir. Üçüncü sırada ise %10 tırmanış ile (35.7 milyar dolar) Japonya bulunmaktadır - yatırımlar tüm zamanların zirvesine çıkmıştır.
Güneş ve rüzgar alanında yapılan yatırımlar yenilenebilir güç ve yakıt endüstrinin %92 gibi bir bölümü ile halen baskınlığını sürdürmektedir. Güneş enerjisi yatırımları %29 artışla 149.6 milyar dolara ilerlerken, rüzgar enerjisi yatırımları %11 fazlalaşmış ve 99.5 milyar dolara erişmiştir.
Enerji ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için petrole olan ihtiyacımızı azaltmak son zamanların en önemli konusudur.
Fosil yakıt kaynaklarından yoksun ülkeler bu enerji yöntemlerinden en fazla faydalananlar arasındadır. Yeterli kaynaklara sahip ülkeler bile yenilebilir enerji teknolojilerinin avantajlarını görmektedir. Fosil yakıtlardan uzaklaşmak zararlı gaz emisyonunu ve yerel kirliliği azaltmaktadır. Daha da önemlisi tüm ülkeler, özellikle de gelişmekte olan küçük ülkeler, hem yakıt konusunda küresel piyasalara olan bağımlılığını azaltmakta hem de yakıt fiyatlarındaki dalgalanmalardan daha az etkilenmektedir.
Enerji ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için petrole olan ihtiyacımızı azaltmak son zamanların en önemli konusudur. Petrol üreten ülkeler kendilerini aşırı üretimin içinde bulurken, bu kara altının fiyatı her geçen gün yeni dip seviyelere gerilemektedir. ABD ve Avrupa ile yapılan yeni anlaşmalar dolayısıyla İran petrolü de artık pazara geri dönüş yapmaktadır ve varil başına fiyatlar 48 USD seviyesi civarındadır. Bazı analizciler fiyatların 40 USD seviyesine erişene kadar düşüşüne devam edeceğini tahmin etmektedir. Bu durumun küresel piyasalarda nasıl etkiler meydana getireceği herkes tarafından merakla beklenmektedir. Hükümetlerin devreye girmesi fiyatları her iki yönde de tetikleyebilecek değişikliklere yol açabilir.
Ekonomistler petrole duyduğumuz bağımlılığımızı azaltacak olan enerji kaynaklarının kullanımına yönelik yöntemleri her zaman takip etmektedir. Bilim adamları şu anda kullanılan güneş ve rüzgar enerjisi teknolojilerini bir adım öteye götürmekten pek de uzakta gibi görünmemektedir.
Dans Etmek Enerji Üretiyor
Hollandalı bir firma yeni bir enerji kaynağı fikri ile çıkagelmiştir - insanlar. Firma ilk ürününü 2008 yılında -Sürdürülebilir Dans Zemini- Rotterdam'da bir gece kulübünde faaliyete geçirmişti. Bu zemin insanların dans pisti üzerindeki hareketlerinden enerji üretilmesi için tasarlanmıştı.
Energy Floors CEO'su Michael Smith, bu pistin nereden çıktığını anlatırken "Gece kulüplerinin masraflarını nasıl azaltabiliriz diye düşünmeye başladık. Yaptığımız yoğun beyin fırtınalarının birinde 'neden insanların enerjisini kullanmıyoruz?' diye bir fikir ortaya atıldı. 'Gece boyunca binlerce insan zıplıyor, dans ediyor, çılgınlar gibi eğleniyor - neden bu enerjiyi pozitif bir etki yaratmak için kullanmayalım?' Bunun üzerine biz de bu enerji üreten zeminleri geliştirmeye başladık" demiştir.
Son yedi yıl içerisinde Energy Floors firması pek çok enerji üretimi ürününün tasarımını yapmıştır. Futbol oynanan alanlara konulan Sürdürülebilir Enerji Tabanı ve kinetik güneş enerjisi zemini gibi ürünler, değişik yerlerde insanların hareketini enerjiye dönüştürmektedir. Bu zeminler Avrupa'nın birçok ülkesinde kullanılmaktadır.
Üretilen enerjinin miktarı insanların ağırlıklarına ve hareket tarzına göre değişmektedir. Yine da kabaca ifade etmek gerekirse, Sürdürülebilir Enerji Tabanı bir adımdan 2 ila 20 jul arasında değişen bir üretim yapabilmektedir.
Smith, Sürdürülebilir Enerji Tabanı'nın İspanya Murica'da bulunan bir gece kulübünün bir akşamda bir milyon julden (bir megajul) fazla enerji ürettiği iftiharla belirtmektedir.
Peki bunun tüketici için anlamı ne? 3.6 megajul bir kilovat saate eşdeğerdir. Biraz somut bir örnek vermek gerekirse bu enerji 285 cep telefonunu bir saat boyunca şarj edebilir. Sürdürülebilir Enerji Tabanı tarafından üretilen enerji o gece kulübündeki dans pistinin aydınlatılması sağlamaya yetecek enerji üretmektedir.
Energy Floors yetkilisi Johan Pauldies mekanizmanın nasıl çalıştığını şu şekilde anlatmaktadır: "Eğer zemine basarsanız, o zaman dikey bir hareket yapmış olursunuz ve biz bu dikey hareketten saniyede 1000 dönüş hızına çıkan rotasyon elde etmekteyiz. Bu da kullanılabilir elektrik enerjisine dünüştürülmektedir.
Sonsuz enerji arayışları halen devam etmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarına duyulan ilgi bir hayli büyüktür ve şu an hayalimizin ötesindeki yeni fikirleri doğuracaktır. Belki sandığımızdan çok daha yakında.