2016 yılına yaklaştığımız şu günlerde forex piyasa analizcilerinin kafasında, büyük hareketlere yol açacak faktörler konusunda, belli başlı görüşler şekillenmektedir.
Pek çok kişi, belirli bir yere kadar, Amerikan dolarının güçlenmeye, emtia para birimlerinin ise zayıflamaya devam edeceği kanaatindedir. Bu, forex piyasasında uzun vadeli işlemler arasında USD/CAD paritesinde alım ve AUD/USD paritesinde satım seçeneğini ön plana çıkarmaktadır. USD/CAD paritesinin içerisinde bulunduğu yükseliş akımı uzun bir süredir devam etmektedir ve AUD/USD paritesinde süregelen düşüş akımı bir süre önce hız kazanmaya başlamıştır. Kanada doları petrol fiyatları ile doğrudan ilişkilidir ve bu piyasa uzun yılların dip seviyelerine yakın bir yerde bulunmaktadır. Avustralya doları ise madenler ve değerli metaller ile bağlantılıdır. Şu günlerde demir madeni gibi birçok önemli kaynak Avustralya dolarının değerini aşağı çekmektedir.
Amerikan dolarının ardından en çok işlem yapılan para birimleri olan Japon yeni ve Euro'ya yönelik de görüşler mevcuttur.
Japon yeni son birkaç yıldır gerek temel gerekse teknik anlamda zayıf bir yapıdadır. Japonya'nın ciddi yapısal problemler yaşaması ve hem hükümetin hem de merkez bankasının para birimini daha zayıf görme arzusu piyasada etkili olmuştur. Yenin daha fazla değer kaybetmesi durumu artık pek geçerli olmasa da görünüşe göre Japon yetkililer kurların şu an bulunduğu noktadan oldukça memnundur. Japon yeni güvenli para birimi olarak değerlendirildiğinden, riskten uzaklaşma isteğinin baş gösterdiği zamanlarda artan taleple karşılaşabilmektedir. Bu faktörler Japon yeni üzerinde kısa pozisyon açmayı daha az cazip hale getirmektedir - daha fazla cesaret isteyen de diyebilirsiniz. Piyasanın önde gelen analizcilerinin Japon yeni gelecek yılda güçlenecek mi yoksa zayıflayacak mı sorusuna verdikleri yanıt neredeyse yarı yarıyadır.
Euro ise pek çok soru işareti barındırmaya devam etmektedir. Avrupa Merkez Bankası'nın niceliksel gevşeme programında artış bekleyenleri hayal kırıklığına uğratması pariteyi hızlıca 1.1050 seviyelerine taşımıştır. Burada merak edilen asıl konu Euro Bölgesi ekonomisinin Euro'yu yukarı taşımaya yetecek bir hızda iyileşmeye başlayıp başlayamayacağıdır. Eğer bu çabuk bir iyileşme gözlenirse, EUR/USD paritesinin 1.0000 seviyesini görmesi yakın gelecekte mümkün olmayacaktır. Faiz farkının artması da işlemleri etkileyeceğinden, volatilite daha çok telaffuz edilir hale gelecektir. EUR/USD paritesinin bu yıl içerisinde yaptığı gibi kısa bir sürede 1.0800 seviyesinden 1.1700 seviyesine yükselmesi normalde alışılageldik bir hadise değildir; buna benzer sürpriz hareketler yeni senede daha sık karşımıza çıkabilir.
Son olarak ele alacağımız konu ise Çin olacaktır. Analizcilerin büyük bir bölümü ülkenin para birimi yuanın 2016 yılı içerisinde zayıflayacağı düşüncesini taşımaktadır. Değer kaybının ne boyuta erişeceği hararetli bir tartışma konusudur ve Çin ekonomisinin istatistiksel verileri işleri biraz daha zora sokmaktadır. Eğer Çin ekonomisi ciddi bir yavaşlama sergilerse, gelişmekte olan piyasaların iyileşme süreci belirgin bir düzeyde etkilenebilir. Bu tip bir gelişme Amerika Merkez Bankası'nın para politikalarını sıkılaştırma çizelgesini karmaşık hale -ve hatta durma noktasına- getirebilir. Çin'in hız kesmesi Avustralya doları üzerinde de güçlü bir baskı teşkil edecektir.
Ortaya çıkan tablo piyasanın en can alıcı konusunun Çin olacağı yönündedir. Çin ekonomisinin güçlenmesi gerek Avustralya doları gerekse Amerikan doları (ve hisse senetleri piyasaları) lehinde bir gelişme olacaktır.