Forex piyasasında sürekli olarak uzun veya kısa pozisyon açmaktan (aralarında belirli bir fark olmadığı düşüncesiyle) bahsederiz. Bunun nedeni aslında bir parite üzerinde işlem yaparken gerçekten "uzun" ve "kısa" ayrımının bir şekilde geri planda kalmasıdır. Neticede her zaman bir para birimi alınırken diğeri satılmaktadır.
Devam etmeden önce isterseniz bu "uzun" ve "kısa" kavramlarını bir tanımlayalım.
"Uzun" kelimesi bir şeyler aldığınız anlamına gelmektedir. Eğer hisse senedinde uzun pozisyon açtıysanız, hisse almışsınız demektir.
"Kısa" kelimesi bir varlığı borç aldığınız anlamına gelmektedir. Geri ödemeyi varlığı borç aldığınız miktarda yaparsınız. Fiyatların umduğunuz gibi düşmesi halinde borcunuzu kapatır ve aradaki farkı cebe indirirsiniz.
Forex piyasasında bunun pek bir anlamı yoktur zira her işlemde bir para birimin almak için diğer bir para birimini kullanırsınız.
Emtialar ve hisse senetleri üzerinde işlem yaparken işler biraz değişmektedir. Burada gerçek bir varlığı paranıza karşı alıp satarsınız. Bu durum özellikle hisse senetleri piyasasında büyük önem arz etmektedir. Bunun nedeni, hisse senetleri piyasasının yükselişe eğimli olmasıdır - yani hisse senetleri istatistiksel olarak zaman içerisinde değer kazanmaktadır. Büyük hisse senetleri piyasalarında uzun ve sürekli düşüş periyotlarını ayırt etmek bir hayli zordur ve teknik analizle bile baş ağrıtıcı olabilir.
ABD'nin en büyük 500 firmasının dahil olduğu S&P 500 endeksinin ele alalım. Bu endeks 1957 yılından bu yana mevcuttur fakat o tarihten öncesine yönelik değer tahmini yapmak bir şekilde mümkün olabilir. Bu endeksin geçmişte nasıl bir performans sergilediğine bir göz atalım.
S&P 500 Endeksi: Uzun Vadede Tırmanma Eğilimi
Endeksi 1950 yılından bu yana her hafta aldığımızı hayal edelim. Bu, bize haftalık bazda %0.18 oranında bir kazanç getirmiş olacaktı. Bu sonuç Amerikan hisse senedi piyasasının son 65 sene genelinde ne kadar dayanıklı bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Elde ettiğimiz bu netice endeksin zaman içerisinde yükselme eğilimini göstermektedir. Yani endekste kısa pozisyon açmanız akıntıya karşı kürek çekmeye çalıştığınız anmalına gelecektir.
Tabi ki burada akım takip eden model uygulamamız ve endeksin davranış biçimi hakkında daha iyi bir fikir sahibi olmamız gerekmektedir. Eğer geriye dönük testimizi 20 yıl gibi bir zamanla sınırlarsak biraz daha yerinde sonuç elde edebiliriz.
O zaman 1997 yılından bu yana haftalık açılışın hem 3 ay hem de 6 ay önceki seviyeden yüksek olduğu durumlarda alım - tam tersi durumlarda ise satış- yaptığımızı düşünelim. Bu tip bir trend takip strateji forex piyasasında bile (USD içeren paritelerde ve emtialarda) olumlu sonuçlar vermektedir.
Diğer taraftan, bu strateji S&P 500 endeksine uygulandığında sadece uzun pozisyonların kazanç sağladığı ortaya çıkmaktadır.:
Uzun pozisyon açılan hafta sayısı: 531, haftalık ortalama performans: %0.09
Kısa pozisyon açılan hafta sayısı: 227, haftalık ortalama performans: %-0.06
Geriye dönük test için seçtiğiniz zaman aralığı ne olursa olsun, kısa pozisyonlar haftalık ortalama bazında negatif sonuçlar üretirken uzun pozisyonlar haftalık ortalama bazında pozitif sonuçlar üretmektedir.
Hangi Borsalar Uzun Vadede Tırmanma Eğilimi Sergiliyor?
Şu noktada herhalde ilk soracağınız soru hisse senetleri piyasaları içinde hangilerinin böyle bir karaktere sahip olduğudur? Bu konuyu Coğrafya ve Sektör olarak iki başlıkta inceleyebiliriz. Biraz önceki örnektekine benzer bir şekilde yine ABD'yi ele alalım fakat bu sefer NASDAQ 100 endeksine eğilelim. Bu endekste de ABD hisseleri işlem görmektedir fakat sadece teknoloji sektörüne ait hisseler yer almaktadır. Belirli bir sektöre ait endekslerin belki kısa pozisyonlarda başarı sağlaması mümkün olabilir diye düşünebilirsiniz.
Endekste 1997 yılına kadar geri gidildiğinde, uzun vade tırmanma eğiliminin mevcudiyeti ortaya çıkmaktadır. Bu periyot içerisinde haftalık ortalama performans %0.12 düzeyindedir. Kısa pozisyonlardan kazanç elde edecek bir momentum strateji elde etmek ise mümkün olmamıştır.
Belki de iş ABD hisse senetleri piyasalarının dayanıklılığından kaynaklanıyordur. Eğer diğer coğrafyalardaki borsalara bakarsak kısa pozisyonların da kazanç getirdiği yerlerle karşılaşabiliriz.
Coğrafi Farklılıklar
Eğer Amerika Birleşik Devletleri dışında bir piyasa seçersek nasıl bir sonuçla karşılaşırız? Böylelikle kısa pozisyonların da kazanç temin ettiği daha iyi bir model üretebiliriz. Japonya Nikkei 225 en iyi örneklerden birisi olabilir zira Japon hisseleri bir hayli uzun bir süredir düşük performans sergilemektedir.
1997 yılına doğru uzandığımızda Düşme Eğilimi göze çarpmaktadır: endeks haftalık bazda ortalama %0.28 oranında gerilemiştir. O zaman burada KISA pozisyonlardan faydalanabileceğimiz bir model yaratmamız mümkün olabilir. Öncelikle biraz önceki yöntemin aynısını burada da deneyelim; yine haftalık açılışın hem 3 ay hem de 6 ay önceki seviyeden yüksek olduğu durumlarda alım - tam tersi durumlarda ise satış- yapalım:
Uzun pozisyon açılan hafta sayısı: 338, haftalık ortalama performans: %0.05
Kısa pozisyon açılan hafta sayısı: 353, haftalık ortalama performans: %0.20
Demek ki elimizdeki sistem her iki doğrultuda da kazanç üretiyor.
ABD Borsalarında Kısa Pozisyon Açmak İçin Teknik Analiz Kullanmayın
Elde ettiğimiz bulgulardan çıkacak sonuç ABD hisse senetleri piyasalarının akımı takip eden bir stratejiye dayanarak kısa pozisyon açılamayacağını ortaya koymaktadır; en azından en büyük endeksler üzerinde. Açığa satış gibi işlemler yaparken başka bir değerlendirme stratejisi uygulamanız daha akılcı olabilir. Ayı piyasaları boğa piyasalarına kıyasla genelde daha çabuk geçerler. Aşağıdaki grafiği inceleyen mum grafiği uzmanlarının büyük bölümü S&P 500 endeksini bir düşüşün beklediğinde hemfikir olacaktır. Her şeye rağmen, trende dayalı stratejilerden uzak durun. Fiyatlar bir gülle gibi çakılmaya başladığında kazancınızı cebe indirmeye hazırlıklı olun.
Endeksin Mart ayından bu yana, yaklaşık on ay kadar önce, yeni yüksek seviyeler yapmakta nasıl zorladığına dikkat edin. Bundan birkaç hafta önce alçalan akım çizgisi kendisini belli etmiştir; yakın geçmişte ise biraz daha dik bir çizginin ortaya çıktığını görmekteyiz. Eğer bu akım çizgisi geçerliliğini korursa, endeksin 1900 seviyelerine geri çekilmesine yol açacaktır. Bu seviye son yıllar içerisinde iki kez ana destek görevi üstlenmişti. Buranın da kırılması çok daha keskin bir düşüşün başlamak üzere olduğunu işaret edecektir.