Temel analiz, ekonomik analizin bahsi geçen dayanak varlığın makul değerinin belirlenmesi veya makul değerin bir akım içerisinde olup olmadığının bulunması olarak da ifade edilebilir. Birinci metot o varlığı "makul" veya "gerçeğe uygun" değerinin bulunması ve bu sayede makul değerden meydana gelen sapmalara göre işlem yapılmasına olanak tanır. Diğer metot ise fiyat değişiminde gerçekten bir akım etkisinin mevcut olup olmadığını tespit ederek yatırımcının o akıma olan güvenini şekillendirir.
Hisse Senetleri İşlemlerinde Temel Analiz
Bu yöntemlerin her ikisi de hisse senetleri işlemlerinde yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Pozisyonlarını uzun vade taşımaya hazırlanan hisse senedi yatırımcıları sadece boğa piyasasında alım yapmak gibi bir kural izliyor olabilir ve küresel veya yerel temelleri boğa piyasasını ayırt etmekte kullanabilir.
Mikro düzeyde ise, temel analiz seçilen hisselerin makul değerinin anlaşılması için kullanılabilir; bu sayede hangi kağıtların gerçeğe uygun değerinden aşağıda olduğu belirlenir ve al-tut stratejisine gidilir. Bu işlem genellikle fiyat / kazançlılık oranına göre yapılır. Neticede borsada işlem gören bir firmanın kazanç raporları şeffaf bir şekilde yayınlanmaktadır. Diğer metot ise yakın zamanda ödenen temerrütlerin nakit akışı olarak hariç tutulmasıdır; hissenin "makul değeri" sonraki tahmini yirmi kar payı ödemesi fiyattan düşürülerek belirlenir.
Emtia İşlemlerinde Temel Analiz
Temel analizin emtialara yönelik işlemlerde kullanılması hisse senetlerine kıyasla çok daha zordur. Bunun ana nedeni emtiaların arz-talep durumuna göre daha sert dalgalanmalara maruz kalabilmesi ve tahmin edilmesi zor olan yerel olaylardan etkilenmeleridir. Dahası, farklı emtia grupları birbirlerinden ayrılan karakteristik özelliklere sahiptir ve tamamen değişik tarzda hareket sergileyebilmektedir.
Petrol ve doğalgaz buna en iyi örneklerden birisi olabilir. Enerji ile ilgili emtiaları etkileyen faktörler arasında enerji tüketicilerinin ekonomik açıdan sağlığı yer almaktadır (örneğin Çin endüstrisinin petrole olan iştahı). Bunun yanı sıra, üretim yapılan sahaları etkileyen politik karmaşalar da unutulmamalıdır. Teknolojideki değişimler ve üretim maliyetini etkileyen diğer gelişmeler bir varil petrolün "makul" değerinin ne olması gerektiği sorusuna net bir yanıt bulunmasını bir hayli zorlaştırmaktadır. Bundan on sene önceki koşullara göre belirlenen "makul" değer ile şu anki arasında çok büyük farklılıklar olabilir.
Altın Fiyatları İçin İlginç Bir Durum
Altın, tarihin en eksi dönemlerinden beridir zenginliğin saklanması amacına hizmet etmektedir. Bunun haricinde birkaç farklı kullanım alanına sahiptir. Para birimlerinden farklı bir şekilde, bu madenin "gerçeğe uygun" değerinin bir şekilde sabit kalması gerektiği düşünülebilir. Bundan birkaç sene önce Campbell R. Harvey ve Claude Erb tarafından yapılan bir araştırma İmparator Augustus döneminde Romalı bir askere ödenen para ile bugün ABD ordusundaki bir personele ödenen paranın aynı düzeyde olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Bunun yanı sıra, M.Ö 6ncı yüzyılda Babil'de bir somun ekmeğin bugünün parası ile 4 USD (ABD'de iyi kalite bir ekmek için de aynı ücreti ödersiniz) olduğu keşfedilmiştir.
Bu araştırma altınının 2012 yılındaki "makul değerinin" 800 USD olarak hesaplamıştır. Tarihte geçmişten bugüne bakıldığında, sapmalar ertesinde altının "gerçek değerine" geri döndüğü görülmüştür. Bu yöntem 2012 yılında orta vadede geçerli bir işlem stratejisi olarak kullanılabilirdi.
Forex Piyasasında Temel Analiz
Ülkelerin ekonomik verilerini inceleyerek temel analizin en basit halini para birimleri için de kullanabilirsiniz. "Makul değer" metotları burada çok daha caziptir çünkü en yaygın şeylerin farklı ülkelerdeki fiyatlarını karşılaştırmak ve elde ettiğiniz farklılıkları ilgili para birimlerine uygulamak suretiyle yapılabilir. Örneğin 10 USD değerindeki para A ülkesinde B ülkesine kıyasla daha fazla şey alabilmektedir. Bu durumda A ülkesinin para biriminin aşırı değerli, B ülkesinin para biriminin ise aşırı değersiz olduğunu söyleyebilirsiniz. Para birimlerinin bu durumu düzeltme yoluna gideceği umuduyla aşırı pahalı para birimi satılabilir ve aşırı değersiz para birimi alınabilir.
"Makul değer" kavramına yönelik sorun bu yaklaşımın son yıllarda iyi sonuçlar vermemesidir. Bu teoriyi kanıtlamak için yedi büyük para biriminin (NZD, JPY, EUR, GBP, AUD, CAD, CHF) Amerikan doları karşısındaki değerini 9.66 yıllık bir periyotta inceledim - Ocak 2005 ve Nisan 2014 zaman aralığı.
Burada yararlanılan strateji oldukça basittir. Her ayın başında aşırı değerli üç para birimi Amerikan doları karşısında satılırken, aşırı değersiz üç para birimi Amerikan doları karşısında alınır - Aşırı değerli ve aşırı değersiz para birimi belirlenmesinde OECD'nin Satın Alma Gücü verileri kullanılmıştır. Her pozisyon bir ay sonra otomatik kapatılmıştır.
Elde edilen sonuçlar faiz farkları dolayısıyla elde edilen veya ödenen paraları içermemektedir. Sonuçlar sadece o zamanki kurlar üzerinden yapılan işlemlere dayalıdır ve işlem masrafları hesaba katılmamıştır.
Sonuçlar:
Sonuç
"Makul değer" (gerçeğe uygun değer veya adil değer) kısa vade işlemlerden ziyade uzun vade işlemlerde fayda sağlamaktadır. Temel analizlerin büyük çoğunluğunda olduğu gibi, teknik veya fiyat analizleri ile elde edilen neticeleri filtrelemekte kullanılmalıdır.