Kendi işlem metotlarını anlatan yatırımcılarla dolup taşan forex forumlarını gezerken dikkatimi çeken ilk şey insanların işlem sürecinde kontrolü ellerinde tutmak için pek çok değişken ile oynadıkları ve buna hedef seviyeleri de dahil ettikleri olmuştur. Bu seçim faydalı olabilse de Forex piyasasında işler biraz farklı ilerleyebilir. Bu makalemde hedef seviyelerin yaygın bir şekilde uygulandığı seviyeleri, bunların artılarını ve eksilerini değerlendirmeye çalışacağım. Buradan size gerektiği durumda esneklik kazandıracak bir strateji geliştirebilirsiniz.
İşlem Sayısı
Yatırımcıların belirli bir sayıda kazançla veya kayıpla neticelenen işlemler sonrasında o gün başka işlem yapmayacaklarını söylediklerini sıklıkla duymaktayım. Bunun bir anlam ifade edip etmemesi nasıl bir işlem stratejisine bağlıdır. Eğer yontma amaçlı işlemler peşinde koşan veya kısa vadeli bir yatırımcıysanız bu sadece sizin başarınızı etkileyebilecek ve sınırlandırabilecek psikolojik bir savunma mekanizmasıdır. Öte yandan, eğer dalgalanmalara göre işlem yapan bir yatırımcı iseniz, o zaman böyle bir kuralın size faydası dokunabilir zira birkaç başarısız işlem sonrasında size kazanç getirecek bir formasyon yakalama olasılığınız azalacaktır. Eğer kayıpla sonuçlana işlemleriniz benzer bir bölgede gerçekleşiyorsa, kayın gelecek iyi bir işlem yakalamanız mümkün olmayabilir.
Tabi ki, psikolojik mekanizmalar sizi devasa zararlardan koruyabilir. İstatistiksel olarak doğru olmasa da, eğer bir yatırımcı ardışık kayıplarından etkilenmişse, seansın sonuna kadar (veya o psikolojik etkiyi üzerinden atana dek) işlem yapmaya ara vermesi iyi bir firikdir.
Stop-loss (Zarar Durdurma) Emirleri
Yatırımcıların işlemlerinde pip olarak sabit bir stop-loss kullandıklarını sıklıkla duymaktayım. Bazı kişiler bu sabit rakamı pariteden pariteye göre değiştirmekte, bazıları ise hep aynı değeri kullanmaktadır. Bu yöntem belki işe yarayabilir fakat yine de hatalıdır çünkü zararınızı durduracağınız yerler ya teknik olarak yapılan ölçümlere yada volatiliteye dayanmalıdır. Yontma işlemleri yapan ve çok küçük mesafeler kullanan yatırımcılar için bu çok fazla bir anlam ifade etmeyebilir fakat uzun vadeli yatırımcılar için bu seviyeleri doğru bir şekilde belirlemek hayati önem arz etmektedir. Laf bu konudan açılmışken, stop-loss seviyelerinin her zaman "doğru" olarak ayarlanması gerekmediğini, asıl önemli konunun size güçlü kazançlar getirecek pozisyonlardan erken çıkmanızı engelleyecek derece ayarlanmaları olduğunu ifade etmek isterim.
Hedef Seviyeler
Sabit fiyat hedefleri mantıklı olabilir zira başarılı bir metot belirli bir dönem içerisinde kazançla sonuçlanacak yeteri sayıda işlem sunacaktır. Hedef seviyelerde önemli nokta ne çok küçük ne de aşırı dereceye varacak kadar büyük olmamaları gerektiğidir. Aldığınız riskin iki veya üç katı kadar kazanç (işleme girdiğiniz nokta ile stop-loss seviyesini yerleştirdiğiniz mesafeyi dikkate alacaksınız) kulağa makul gelmektedir. Öte yandan, piyasanın ritmine ayak uydurmanız da akılcı bir seçim olacaktır. Örneğin, çok iyi bir şekilde devam eden pozisyonlarınızın belirgin bir dönüş sinyali gelene kadar açık kalmasına izin verebilirsiniz. Bazı zamanlarda istisnalar yapmanız gerekebilir; eğer hedef seviyenize çok hızlı bir ilerleme gerçekleşmişse kazancı cebe indirmek iyi olabilir çünkü ani hareketler ani geri çekilmeleri de beraberinde getirebilir (diğer hallerde iz süren stop-loss kullanabilirsiniz, tabi hedefinize yaklaştığınız zamanlarda). Piyasanın sergilediği harekete yani volatiliteye göre de hedef tayin etmek akılcı görünmektedir. Kullandığınız zaman dilimindeki ortalama gerçek mesafe değerini stop-loss olrak belirlediyseniz bu değerin iki veya üç katını hedef olarak alabilirsiniz. Böylelikle üzerinde işlem yaptığınız paritenin karakterine ve o anki piyasa koşullarına uyum sağlayabilirsiniz.
Günlük, Haftalık ve Aylık Pip Hedefi Belirlemek
İnsanların kendilerine günlük, haftalık veya aylık pip hedefleri koyduğunu mutlaka duymuşsunuzdur. Böyle bir şey yapmak yatırım dünyasında görebileceğiniz en akıl almaz olaylardan birisidir ve genellikle üçkağıtçılar tarafından kullanılır. Her şeyden önce, ilk olarak, bir ay içerisinde binlerde pip yapabileceğiniz zamanlar olduğu gibi en usta yatırımcıların bile hata yapmamak için büyük çaba sarf ettiği zamanların olduğunu unutmamalısınız. İkincisi, bir "pip" değerinin pariteden pariteye değişebildiğidir. Pozisyon büyüklüğü, tayin edilen stop-loss ve alınan riskler de büyük farklılıklar meydana getirebilmektedir.
Bu tip hedefler atamak gerçekten anlamsızdır. En mantıklı yaklaşım, piyasanın size sunduğu koşulları en iyi şekilde değerlendirebilmektir. Bunu ancak haftalık ve aylık bazda kaybetmeyi göze alırsanız yapabilirsiniz. Piyasanın o anki koşullar içerisinde gitmesinin mümkün olmadığı yerleri hedef olarak belirlemek da yukarıdaki amaç kadar mantıksızdır.
İşlem Başına Alınan Risk
Yatırımcılar genelde her işlem başına aynı oranda risk alma eğilimindedir ki bu doğru ve yerinde bir davranıştır. Burada ufak bir varyasyon yapılabilir; ihtimal olarak daha iyi bulduğunuz işlemlerde biraz daha fazla, daha zayıf bulduğunuz işlemlerde biraz daha az risk alabilirsiniz. Her zaman uygulamanız gereken kurallardan biri de kaldıraç oranının işlem beklenmediği doğrultuda gitmeye başladığında hesabınıza ciddi zararlar verecek kadar yüksek tutulmamasıdır.
Belirli Pariteler Üzerinde İşlem Yapmak
Yatırımcıların işlemlerini genellikle favorileri olan pariteler üzerinde (büyük ihtimalle pek çok kişinin aklına doğal olarak EUR/USD ve GBP/USD gelecektir) yoğunlaştırdığını duyabilirsiniz. Her paritenin kendisine has bir yapısı olduğu düşüncesi doğrudur - işlem yapılan zaman dilimi de benzer bir etkiye sahiptir. Buna bağlı bir şekilde, işlem yaptığınız zamana göre parite seçimi yapmanız faydalı olabilir. Her şeye rağmen, kendinizi sınırlandırmak mantıksız olabilir. Örneğin birkaç sene önce USD/JPY paritesinde önemli hareketler gözlenmiştir. Neden kendinizi (ve tabi kazanç potansiyelinizi) sınırlıyorsunuz ki? Eğer tercih ettiğiniz pariteler yerinde saymaya devam ediyorsa, onlar hareketlenene kadar bekleyecek misiniz?
Sonuç
Forex piyasasındaki işlemlerinizde kendinizi sınırlandırmanız üretkenliğinizi azaltacaktır. Piyasa koşullarına ayak uydurmak, arada istisnalar olsa da, her zaman için sabit hedeflere odaklanmaktan daha iyi sonuçlar verebilmektedir. Yeni yatırımcıların esnekliklerini ayarlamaları tecrübelilere kıyasla biraz daha zor olacaktır. Yine de, hafif bir ölçüde başlamak ve zaman içerisinde esnekliği artırmak mümkündür.