Eğer kripto para birimlerinden gelir elde etmek için harekete geçmeyi düşünüyorsanız, bu işin detayları konusunda biraz daha fazla bilgi edinmenizin zamanı gelmiş demektir. İnsanların büyük bölümü doğru zamanda doğru yatırım aracına girseler bile, bir plandan yoksun olmaları veya planlarına sadık kalmamaları dolayısıyla para kaybetmektedirler. Kararınızı vermeden önce üç faktörü göz önünde bulundurmanız gerekmektedir:
1-Kripto para birimlerinin portföyümdeki payı ne kadar olmalı?
2-Yatırım vadem ne olmalı (kısa vade mi yoksa uzun vade mi tercih etmeliyim)?
3-Hangi kripto para birimleri üzerinde işlem yapmalıyım?
Ne Kadar Risk Almalıyım?
Kripto para birimleri yüksek risk içermektedir. O kadar risklidirler ki, hangi kripto para birimi olursa olsun, sizin pozisyonunuzdan çıkma fırsatı bulana kadar değerlerinin sıfıra düşebileceği gerçeğini kabullenmeniz gerekmektedir.
Bu tabi ki kripto para birimlerini göz ardı etmeye mecbur olduğunuz anlamına gelmemektedir. Aslına bakarsanız, yapılan riskli yatırımlar kazanç potansiyelinizi büyük oranda artırmaktadır. Ancak biraz önce de vurguladığım üzere, mevcut olan riskin bilincinde olmanız şarttır. Diğer bir deyişle, portföyünüzün %X’lik bölümünü oluşturan kripto para birimleri bir anda buhara dönüşebilir. Bu noktada “ne kadar risk almalıyım?” sorusu “ne kadar kaybetmeyi göze alabilirim?” sorusu haline gelecektir.
Bilinçli yatırımcılar portföylerinin bir kısmını sağlam araçlar üzerine kurarken riskli araçlara da belli bir oranda yer vermektedirler. Örneğin, paranızın %85 veya %90 gibi büyük bir bölümünü senetler ve devlet tahvilleri gibi araçlardan oluşturabilir ve geri kalan %10-15’lik bölümü ise daha fazla risk içeren araçlara ayırabilirsiniz. Aşırı volatilite faktöründen ötürü bu riskli bölümün tamamını kripto para birimlerinden oluşturmamanız yerinde bir karar olacaktır.
Portföyünüzün bu ikinci bölümünde taşıdığınız riski hafifletmek için iki yol seçebilirsiniz:
1-Birden fazla kripto para birimi seçebilirsiniz. Bu sayede toplam riskinizi yayabilirsiniz.
2-Ufak düzeylerde yatırım yapmanıza olanak tanıyan ve zarar durdurma seviyelerine garanti veren bir aracı kurum seçebilirsiniz. Böylelikle kaldıraç faktörü kaynaklı tehlikeyi de azaltabilirsiniz.
Yatırım Vadem Ne Olmalı?
Yatırımınızın kazanç getirmesi için ne kadar beklemeye niyetli olduğunuz, hedefiniz ve işlemlerle ayırabileceğiniz süre gibi hususlar bu sorunun yanıtında önemli rol oynayacaktır. Eğer işlem yapmaya ayırabilecek çok zamanınız var ve pozisyonlarınızı uzun süre taşımaya niyetli değilseniz, kendinizi kısa vadeye odaklayabilirsiniz. Gün içi işlemler yapabilir veya posizyonlarınızı birkaç gün açık tutabilirsiniz. Haftalar, aylar veya yıllar boyunca beklek sizin için bir sorun değil ise o zaman uzun vadeli düşünebilir ve ona göre kazanç hedefi seçebilirsiniz. Her iki yöndemin de kendine göre avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır:
| Yatırım | İşlem |
Para Birimleri | Tümü | Bitcoin, Ethereum, Ripple |
Zaman Aralığı | Uzun Vade | Kısa Vade |
Kazanç Hedefi | Yüksek | Düşük |
İşlem Masrafı | Düşük | Yüksek |
Risk | Yüksek | Düşük |
Uğraş Gerektiriyor mu? | Hayır | Evet |
Kaldıraç Kullanımı? | Yok veya Düşük | Mevcut |
İşlem Ortamı | İşlem, Wallet, Fon | Aracı Kurum |
Uzun/Kısa Pozisyon | Sacede uzun pozisyon | Uzun ve Kısa posizyon |
Bazı durumlarda bu farklılıklar biraz kafa karıştırıcı olabilir. Bu yüzden, gerçek yaşamda karşımıza çıkabilecek senaryoları masaya yatıralım.
İlk senaryoda, Yatırımcı A’nın farklı kripto para birimlerindeki uzun vade yükselişten faydalanmak istediğini düşünelim. Yatırımcı A Bitcoin, Ethereum, Ripple, Litecoin ve Monero üzerinde eşit olarak işlem yapmak için 5000 USD ayırmıştır. Alacağı riskin farkında olan Yatırımcı A bu amaç doğrultusunda bir aracı kurumda hesap açar ve her bir kripto para birimi üzerinde 1000 dolarlık alım gerçekleştirir ve işlem başına %5 oranında komisyon öder. Bu kişi iki yıl sonra, o anki değer ne olursa olsun, pozisyonlarını kapatmayı planlamaktadır. Bu süre zarfında her hangi bir para biriminin %1000 kazanca erişmesi durumunda ise sadece o pozisyon kapatılacaktır. Yatırımcı A portföyünü haftalık bazda inceleyecek ve gözlenen fiyat dalgalanmalarına fazla kafa yormayacaktır.
Bu yatırımcının yaptığı tercihin birçok nedeni vardır: Kendisinin alacağı Monero şu an için hiçbir aracı kurum tarafından sunulmamaktadır. Kendisi uzun vade düşünmektedir zira yatırımı için ayıracağı fazla zaman bulunmamaktadır. Her hafta kısa bir vakit ayırmak suretiyle yatırımlarını rahatlıkla takip etmesi mümkündür.
İkinci senaryoda, Yatırımcı B’nin salınımları takip ederek işlem yaptığını düşünelim. Kendisi, alım satım kararlarını verebilmek için piyasayı gün içerisinde dört kez incelemeye yetecek yeterli zamanı mevcuttur. Bitcoin ve Ethereum gibi büyük kripto para birimlerinin yatırımcılardan ilgi gördüğünün ve buna bağlı olarak fiyatların geniş salınımlar yapabildiğinin farkındadır. Bitcoin ve Ethereum üzerinde işlem yapabilmesine olanak tanıyan bir aracı kurumda hesap açan Yatırımcı B, fonunun küçük bir bölümüne denk gelen 1000 USD’yi bu para birimlerine ayırmaktadır. Kendisine uygun olduğunu düşündüğü yöntemler neticesinde aldığı kararlara dayanarak alım ve satım yapar. Hesabının %1’i kadar risk alan Yatırımcı B dar bir stop-loss (zarar durdurma) mesafesi kullanmaktadır. Hedeflediği kazancı aldığı riskin üç katı olarak tayin eden bu yatırımcı pozisyonunun bir bölümünü, güçlü dalgaları kaçırmamak ve bunlardan yeterince faydalanmak amacıyla, açık tutar. Doğal olarak, yaptığı her işlem başına komisyon ödemektedir. Pozisyonlarını gün aşırı taşımak istemesi durumunda ek masraf ödemek durumundadır. Altı ay ile bir yıl gibi bir zaman zarfında hesabına yatırdığı parayı ikiye katlamayı uman Yatırımcı B stop-loss seviyelerine garanti vermeyen bir aracı kurumda işlem yapmanın kendisini büyük bir riske soktuğunun da bilincindedir (fiyatların ani bir çöküş yaşaması halinde hesabının tamamını yitirebilir). Bu yüzden, 2017 yılı sonlarında veya 2018 yılı içerisinde sunulabilecek Bitcion ve Ethereum opsiyonlarına ilgi duymaktadır.
Yeterli tecrübeye ve zamana sahip olduğunu düşünen bu yatırımcı Ethereum ve Bitcoin gibi kripto para birimlerini takip ettiği yatırım araçlarına rahatlıkla dahil edebilir. Kendisi, kısa vadeli işlemlerle, uzun vadeye göre daha fazla para kazanacağına inanmaktadır.
Yukarıda verdiğim örnekler umarım size her iki yaklaşımın sahip olduğu artıları ve eksileri net bir şekilde gösterebilmiştir. Bu yöntemlerden hangisi size daha uygun? Eğer halen karar verme sürecindeyseniz, size uzun vade yatırımların daha sağlıklı olabileceğini hatırlatmama izin verin. Diğer yatırım araçları üzerinden kazanç elde edebileceğiniz yeterli bilgiye sahip değilseniz, kripto para birimleri üzerinden para kazanmanız pek de mümkün değildir. Neticede hangi yatırım aracını seçerseniz seçin, işlem ve yatırım kavramlarının pek çok ortak yönü bulunmaktadır. Bir sonraki yazımı kripto para birimlerinden “nasıl” kazanç sağlayabileceğiniz üzerine hazırlayacağım.