Gelişmiş ekonomilerde, ekonomik üretimin en büyük kullanıcısı yerel pazardır. Dünyanın en büyük ekonomisi pozisyonunda olan ABD’nin yaptığı üretimin yaklaşık %70i iç Pazar tarafından kullanılmaktadır. Sonuç olarak tüketicilerin görüşü, piyasanın geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. Fakat, tüketicilerin davranışları, makro-ekonomik çerçeve ve politik faktörler arasındaki bağ biraz karmaşık bir yapı içerisindedir. Tüketicilerin iş güvenliği konusunda endişe duydukları zamanlarda yaptıkları harcama ile iş bolluğu yaşanan zamanlarda yaptığı harcama miktarı değişmektedir.
En yakından izlenen endekslerden bir tanesi de tüketici güvenidir. Conference Board tarafından hazırlanan Tüketici Güven Endeksinin bu ayki değerleri neredeyse son 4 senenin (Şubat 2008) en yüksek seviyelerine tırmanmıştır. Eylül ayında 68.4 olan endeks, Ekim ayında 72.2 olmuştur. Güven artışının ortaya çıkmasının nedeni iş piyasasında yaşanan olumlu gelişmelerdir. İşsizlik yeniden Başkan Obama’nın seçildiği dönemdeki (%7.8) oranlara gerilemiştir. Uzun dönem ortalaması %5.8 olarak görünse de, Amerika’nın resesyondan çıktığı 2009 Ekiminde işsizlik %10 seviyesindeydi. En sonunda bazı şeylerin düzene girdiğinin düşünülmesi piyasa tarafından da desteklenmektedir. Conference Board üyesi Lynn Franco’ya göre: “Tüketicilerin içinde bulundukları koşullar hakkındaki hisleri ciddi oranda pozitif duruma gelmiştir. Tüketiciler, içinde bulundukları finansal durum ve kısa vade ekonomik koşullar hakkında daha olumlu düşünmeye başlamıştır. Görünüşe göre piyasa tatil sezonuna iyi hislerle girecektir”.
İstihdam verilerinin bir bölümü daha bugün (Cuma) açıklanacaktır. Salı günü ise Amerikalı seçmenler, ekonomiyi düzeltmek için dizginlerin yeniden Başkan Obama’ya mı yoksa Cumhuriyetçilerin adayı olan Mitt Romney’e mi verileceğine karar vereceklerdir.