Japonya: Seçim Ertesi Analizi - 27 Aralık

Japonya’da yapılan seçimlerin nasıl sonuçlandığını hepimiz bilmekteyiz. Bundan sonrasında Japonya Merkez Bankasının para politikasının ve Japon yeninin nasıl etkilenebileceğine bir göz atalım.

Seçim sonuçlarına göre, Liberal Demokratik Parti ve ona politik destek sağlayan ortağı Yeni Komeito Partisi, 480 sandalye bulunan mecliste 325 kişilik bir çoğunluğa sahip olmuştur (Liberal Demokratik Parti 294, Yeni Komeito Partisi 31). Alt meclisin üçte ikisine sahip olmak büyük bir avantaj sağlamaktadır. Bu sayede yeni hükümet, üst meclisin verdiği kararları reddetmek (ve veto etmek) hakkına sahip olmuştur. Üst meclisin halen Japon Demokratik Partisinin kontrolü altında olmasına rağmen, bu durum pek de önemli değildir. Kısacası seçimlerden galip gelen Shinzo Abe’nin elinde artık büyük bir güç bulunmaktadır.

Shinzo Abe, Japonya Merkez Bankasının ve eski Başbakan Noda (Japon Demokratik Partisi eski lideri) hükümetinin tarafından yapılanlara uzun süredir muhalif olmaktaydı. Japon ekonomisinin yaşadığı durgunluk ve büyüme konuları Liberal Demokratik Partinin seçim kampanyasının da ana temasını oluşturmuştur. Abe daha önce yaptığı konuşmalarda Japonya Merkez Bankasının deflasyon ile mücadelede etkisiz kaldığını ve yeteri kadar agresif olmadığını defalarca tekrarlamıştır.

İlk olarak deflasyon ile yapılan mücadelenin artması beklenecektir. Japonya Merkez Bankasının şu an için enflasyon hedefi %1 seviyesindedir. Piyasa (enflasyona bağlı olarak değişen tahvil piyasasında gördüklerimiz), hükümetin hedeflerini başarı ile tutturamayacağının düşünüldüğünü göstermektedir. Shinzo Abe, Japonya Merkez Bankasını enflasyon hedefini %2’yeçıkarması için zorlayacaktır (peki nalsı mı? Birazdan açıklayacağım). Agresif tutum izlemek beklentilerin birkaç puan yukarı çıkmasını sağlasa da görünüşe göre bu tavır yersiz bir davranıştır. Eğer Abe’nin hedefi %1 değil de %2 ise o zaman bu durum biraz gerçekçilikten uzak olacaktır. Zira Japonya Merkez Bankası %1 olan hedefi bile tutturmakta büyük zorluklar çekmektedir.

İkinci durum Japonya Merkez Bankasının bilançosudur. Japonya Merkez Bankası yakın zaman içerisinde üçüncü kez varlık alımı programını genişletmiştir. Japonya’nın uyguladığı niceliksel gevşemeyi Shinzo Abe daha da genişletmeye çalışmaktadır. Bu canlandırıcı program, ekonomiyi körüklemek için piyasaya daha çok sermaye enjekte etmelidir. Fakat faiz oranlarının sıfıra yakın olduğu ülkede Japonya Merkez Bankasının bu aracı kullanması mümkün değildir.

Japonya Merkez Bankasının büyümeyi değil de enflasyonu kontrol altına almaya çalıştığını unutmayalım. Amerika Merkez Bankasının ikili hedefinden farklı olarak, büyüme Japonya Merkez Bankası için bir sorun değildir. Shinzo Abe, yeni hükümetin yürürlükte olan yasaları değiştirerek Japonya Merkez Bankasını enflasyondan da sorumlu tutulabileceğini belirtmiştir. Japonya Merkez Bankasının bağımsız yapısı bu açıklama ile tehdit altına girmiş gözükmektedir.

Önümüzdeki birkaç ay içerisinde Japonya Merkez Bankası Başkanı Shirakawa’nın görev süresinin de dolacağını unutmamak gereklidir. Japonya Merkez Bankası Başkanı, Başbakan tarafından göreve seçilmektedir. Shinzo Abe, merkez bankasının “gerekenleri” yapmadığı taktirde daha uyumlu bir başkan atayacağının ip uçlarını vermiştir.

Japonya’dan duyduklarımız daha agresif bir para politikası ve daha güçsüz bir yen hedefleri yönündedir. Shinzo Abe, USD/JPY paritesi için 90 seviyesinin kabul edilebilir bir seviye olduğunu dile getirmiştir. Bu açıklamalar USD/JPY paritesinde uzun pozisyon açmak için iyi bir fırsat sunabilir, tabi en az birkaç aya yönelik şekilde.

Dr. Mike Campbell
İngiliz bir bilim adamı ve serbest yazardır. Belçika, Ghent’te doktorasını yapmıştır. İngiltere’den ayrılmasından bu yana Belçika, Fransa, Monaco ve Avusturya’da çalışmıştır. Bir yazar olarak ticaret, bilim, sağlık ve çevre konuları üzerinde yoğunlaşmıştır.