Çin Gelir Dağılımı Uçurumunu Azaltmaya Çalışıyor

Komünist bayrağını taşıyan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile Batının Kapitalizm ve demokrasi filozofisi arasında yaşanan yarım asırlık savaşı Batı dünyası kazanmıştır. Varşova Paktını oluşturan liderler güçlerini ve görevlerini kaybetmezken (Vladimir Putin KGB eski şeflerindendir) demokrasi ideallerini ve piyasa güçlerini yönetenlerden de kendilerine düşen payı kopartmışlardır. Öte yandan, kazanılan zafer Komünizmi politik doktrin olmaktan çıkaramamıştır. Dünyanın en kalabalık toplumuna ve ikinci büyük ekonomisine sahip olan Çin halen bu güç tarafından idare edilmektedir.

Kapitalizmin küçük bir elit tabaka için çok iyi bir şekilde yürüdüğü söylenebilse de büyük çoğunluğun büyük çaba içerisinde çırpınmaya devam etmesi içerlemelere yol açabilir. Çin’in açıkladığı rakamlara göre 128 milyon insan kırsal alanlarda fakirlik içerisinde yaşamaktadır. Bunun anlamı bu kadar insanın aylık gelirlerinin 368 Amerikan doları aşağısında olduğudur. Çin’in nüfusu 1.3 milyar olarak tahmin edilmektedir. Zenginler ile fakirler arasında ortaya çıkan bu uçurum sosyal bir huzursuzluğun yaşanmasına neden olabilecek bir durum yaratabilir. Gini katsayısı gelir eşitsizliğini belirten bir ölçümdür ve 0.4 rakamı huzursuzluğun ortaya çıkmaya başlayabileceği eşik seviyesi olarak belirlenmiştir. Gini katsayısının Çin’de 0.474 olduğu görülmektedir. Komünist modele göre bütün yoldaşları eşittir tabi ki.

Çin kırsal kesimde yaşayanların asgari ücretlerini 2015 yılına kadar %40 oranında artırmak istediğini bildirmiştir. Hükümete ait işletmelerin karlarından ayrılacak payın artırılmasından sosyal güvenlik fonları kazanç sağlayacaktır. Çin sağlık sektöründe de iyileştirmeler yapmak istemektedir. Bunun dışında çiftçiler için daha fazla gelir, daha uygun fiyatlı barınma, sağlam vergi düzenlemeleri ve hükümete ait işlerdeki yöneticilerine maaş limiti belirlenmesi konuları da listede yer almaktadır.

Eğer Çin toplumdaki bu gelir dağılımı uçurumunu dengelemeyi başarabilirse, yerel talep artacağından ülkenin ihracata olan bağımlılığı da azalacaktır. Tabi bu durum Çin’in ticaret ortaklarının da işine yarayacaktır, zira büyük imkânlar bulabilecekleri uçsuz bucaksız Çin pazarına açılarak hizmetlerini ve mallarını satma fırsatına erişebileceklerdir.