Güney Kıbrıs, Yunanistan tahvillerine olan yüklü yatırımından dolayı büyük bir risk altındaydı. AB/IMF tarafından gerçekleştirilen yeniden yapılandırma sürecinde ortaya çıkan “saç tıraşı” ülkenin bugünkü duruma gelmesine neden olmuştur. Güney Kıbrıs alacağı yardım üzerinde bir anlaşma sağlayamasaydı fonlarının Mayıs ayında tükenme tehlikesi altında kalacaktı. Tabi Avrupa Merkez Bankasının likideyi kesme tehditleri de ülkenin bazı bankalarının bugün iflasın eşiğine gelmesine yol açacaktı.
Yapılan ilk görüşmelerde Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu 10 milyar Euro tutarında bir yardım yapmayı kabul etseler de, bu yardım öncesinde ülkenin banka hesaplarından %6.6-9.9 oranında vergi almak suretiyle 5.8 milyar Euro toplamasını şart koşmuşlarıdır. Fakat bu teklif Güney Kıbrıs parlamentosu tarafından -bir tek kabul oyu bile almadan- reddedilmişti. Küçük hesap sahiplerinin korunacağı bir şekilde yapılan düzenlemeler ile ortaya çıkan tasarı ise (özellikle Almanya’nın itirazları nedeniyle) AB ve IMF tarafına cazip gelmemişti.
En sonunda Güney Kıbrıs Başkanı, AB ve ülkenin finansal durumu üzerinde gözcülük yapacak olan IMF ve arasında bir anlaşma sağlanabilmiştir. Sağlanan anlaşmaya göre, ülkenin ikinci büyük bankası olan Laiki Bankası kapatılacak ve 100000 Euro altındaki hesapların tamamı güvence altına alınacaktır. “İyi” ve “Kötü” olarak bölünecek bankanın “İyi” kısmının varlıkları Güney Kıbrıs Bankasına devredilecektir. Gerekli 5.8 milyar Euro’yu temin edebilmek için ise bankalarda bulunan 100000 Euro üzerindeki hesaplardan %40’a varan oranlarda vergi alınması yoluna gidilecektir. Büyük ihtimalle, planın orijinaline sadık kalınarak, alınan bu vergiden etkilenen hesap sahiplerine ise Güney Kıbrıs Bankası hisseleri tahsis edilecektir. Öte yandan, bu hisselerin değerinin alınan vergiyi karşılayabilecek bir seviyeye gelebilmesi için uzunca bir süre bekleneceği şüphesizdir. Bu uygulamaya maruz kalacak mevduat sahiplerinin büyük bir çoğunluğunun Rus vatandaşları olduğunu düşünürsek, anlaşmanın ilk halindeki %9.9 vergiye bile sinirlenen Rus hükümetinin takınacağı tavrın da sertleşeceğini beklemek yanlış olmayacaktır.
Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagardei, anlaşmanın “kapsamlı ve güvenilir bir plan” olduğunu söylemiştir. BBC iş dünyası editörü Robert Peston ise bu anlaşmanın Güney Kıbrıslılar için kazançlı bir senaryo olduğu konusunda ikna olmadığını belirtmektedir. Bu gelişmelerin ertesinde piyasaların olumlu tepki verdiği görülmektedir.