Güney Kıbrıs, Euro Bölgesi ekonomisinin sadece %0.2’lik bir bölümünü oluşturmaktadır, bu yüzden ülkenin çektiği dertler ve sıkıntılar biraz daha geniş bir çerçevede düşünülmelidir. Daha önceki görüşmeler neticesinde Euro Bölgesi üyeleri, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Merkez Bankası ülkenin iflas etmemesi için gereken 17.5 milyar Euro’nun 10 milyar Euro’sunu temin etmek için bir anlaşmaya varmışlardı. Geri kalan miktarın ise Güney Kıbrıs hükümeti tarafından (ülke bankalarında bulunan büyük mevduatlara uygulanacak vergilendirme vasıtasıyla) karşılanmasına karar verilmişti. Avrupa Birliği yasaları 100000 Euro’ya kadar olan hesapları yasal olarak koruma altına alsa da büyük çoğunluğu Rus vatandaşlarına ait olan yüklü hesaplara (%60 oranında) uygulanacak bir seferlik vergi için bir koruma getirmemektedir.
Birkaç gün önce Güney Kıbrıs’a yapılacak olan yardımın ülkeyi yaşadığı belanın pençesinden kurtarmak için yeterli olmayacağı gündeme gelmiştir. Yapılan yeni öneriler arasında Güney Kıbrıs’ın sahip olduğu altın rezervlerini satması bulunmaktadır fakat bu satış ancak 400 milyon Euro ek kaynak getirebilecektir.
Görünüşe göre Güney Kıbrıs’ın problemlerini tamamen çözebilmesi için 23 milyar Euro gerekmektedir. Euro Bölgesi bakanları orijinal planı neticelendirmek için Dublin’de toplanmış olsalar da Güney Kıbrıs için ek bir yardım düşünülmemektedir. Bu da demek oluyor ki, ülke ihtiyacı olan ekstra 5.5 milyar Euro’yu kendi başına bulmak zorunda kalacaktır. Orijinal uygulamaya göre vergi uygulanan yatırımcılara bankanın hissesi tahsis edilmesi düşünülmüştür. Bu durum çok uzun vadede iyi bir yatırım fırsatı olabilir fakat bazı yatırımcılar (küçük iş sahipleri) için ciddi likidite problemlerine yol açacaktır.
Güney Kıbrıslı yetkililer -küçük iş sahiplerinin işlevlerini sürdürebilmek için ihtiyaç duydukları kaynaklarına ulaşabilmeleri için- krizin en cafcaflı olduğu bu dönemde uygulanan tedbirlerin büyük bölümünü yürürlükten kaldırmıştır.