Uluslararası Para Fonu (IMF) başkanı Christine Lagarde, İngiltere’nin büyüme hedeflerinin “yeterince iyi olmadığını” söylemektedir. Ancak, İngiltere’nin uyguladığı tasarruf tedbirlerini gözden geçirmesi gerektiği konusunda tartışmaya girmek istemediğini de belirtmiştir. Öte yandan, organizasyonun ekonomi şefi Oliver Blanchard’ın lafını esirgemediğini görmekteyiz. Blanchard’a göre ekonomisi zor bir dönemden geçen İngiltere, ekonomik zayıflamanın önüne geçebilmek için, kemer sıkma politikasını bir kez daha gözden geçirmelidir.
Kamu harcamalarının azaltılması yolu ile uygulanan tasarruf tedbirleri bütçe açığını azaltmayı hedeflese bile yan etkileri bulunmaktadır. Bu yan etkilerin en önemlisi şüphesiz ki ekonomik aktivitenin azalmasıdır. Bu durum doğal olarak ekonomik dengeleri etkilemekte ve işsizlik sigortası gibi sosyal güvenlik maliyetlerini artırmaktadır.
Kanada Merkez Bankası Başkanı Mark Carney de bu yönde bir eleştiri getirmektedir. Mark Carney, Haziran ayında İngiltere Merkez Bankası başkanlık koltuğunu devralacak kişidir. Carney’e göre Amerika’da yaşanan iyileşme krizde bulunan Japonya, İngiltere ve Euro Bölgesi ekonomilerinin geride kalmasına neden olmaktadır. Carney, Dünya Bankası ve IMF’nin gerçekleştirdiği toplantılar öncesinde verdiği bir demeçte “Merkez bankaları büyüme için gerekli zemini hazırlayabilir…fakat merkez bankalarının uzun vade büyümeyi kalıcı hale getirmesi mümkün değildir. Bunun gerçekleşebilmesi için mali politikaların kökten oluşturulması ve yapısal reformların gerçekleştirilmesi şarttır” demiştir.
Borçlanma oranlarının yüksek seviyelerde kalmaya devam etmesi ve tasarruf tedbirlerinin uygulamaya sokulması neticesinde İngiltere 2010 yılından bu yana ekonomik hedeflerinin gerisinde kalmaktadır. Uluslararası Para Fonu bu sene için yaptığı tahminlerde İngiltere’nin büyüme oranını %1 seviyesinden %0.7 seviyesine geri çekmiştir.
Biraz aykırı bir düşünce olabilir ama uygulanan harcama kesintilerinin ciddi bir evrim geçirmesi gereklidir. Gereksiz olan harcamalarda yapılacak kesintiler kadar büyümeyi hızlandıracak politikalarında hayata geçirilmesi şarttır. Yaratılan yeni istihdamlar sayesinde hem sosyal güvenlik harcamaları azaltılacaktır, hem de (gelir ve tüketim) vergilerden elde edilen gelirde artış sağlanacaktır.