LIBOR, Londra Bankalar Arası Faiz Oranının kısaltılmış halidir ve dünya genelinde uygulanan faiz oranları için referans olarak kullanılmaktadır. Bunun anlamı trilyonlarca doların bu orandan etkilendiğidir (bu miktarın yaklaşık 300 trilyon civarında olduğu tahmin edilmektedir). LIBOR, adından da anlaşıldığı gibi bankaların birbirlerine verdikleri borçlarda uyguladıkları faiz oranını belirtmektedir. İngiliz Bankacılar Birliği tarafından Londra’da belirlenen bu oran için dünyanın önde gelen 18 büyük bankasından elde edilen veriler kullanılmaktadır (en yüksek ve en düşük 4 faiz oranı ekarte edildikten sonra geriye kalan oranların ortalaması alınmaktadır).
Geçen yaz, bazı bankaların -LIBOR oranlarını etkileyebilmek veya kriz esnasında bile bankanın güçlü kaynakları sayesinde piyasadan daha ucuz kredi temin edebildiği yönünde bir imaj oluşturabilmek için- bildirdikleri rakamlarda kasıtlı değişiklikler gerçekleştirdikleri ortaya çıkmıştı. Bu durum büyük bir skandalın patlak vermesine neden olmuştu. Bu olayda rol alan bankalar hem İngiltere ve hem de Birleşik Devletler tarafından rekor cezalara çarptırılmıştı. Cezalar bir yana, bu skandal halkın finansal kuruluşlara olan güvenin de yıpranmasına neden olmuştur.
İngiliz Bankacılar Birliği, LIBOR oranlarının belirlenmesi prosedüründe değişikliğe gideceğini bildirmiştir. Yeni uygulamada bankalar (faizlerin belirlenmesi aşamasında) diğer bankaların bildirdikleri oranları göremeyeceklerdir. Bankalar o güne ait detaylara ancak üç ay sonra ulaşabileceklerdir. Tabi anlık veriler LIBOR oranını belirleyen yöneticiler tarafından bildirilecektir. Bu yeni sistem 1 Temmuz 2013 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacaktır. Bu yöntemin sistemi korumak için yeterli olup olmadığını tabi zaman gösterecek. Hafta başında Avrupa Topluluğu LIBOR oranlarını kontrol altında tutabilmek için Paris’te faaliyet gösteren bir düzenleyicinin devreye girmesi önerisinde bulunmuştu.