Belirli bir yere kadar Yunanistan hükümeti için üzüntü duyabilirsiniz, sonuçta Avrupa’nın başına büyük dertler açan borç krizinin patlak vermesine neden olan onlar değildir. Uyum süreci için gerekli desteği sağlayıp Euro uygulamasına geçilmesini destekleyenler de kendileri değildi. Tabi Küresel Finansal krizin taşkın dalgalarının yarattığı etkiler bazı gerçeklerin su yüzüne çıkmasını hızlandırmıştır. Kriz, ülkenin var olan yükümlülüklerini gerçekleştirmek konusunda güvenilir olup olmadığına dair soru işaretlerinin de beraberinde getirmiştir. Neticede Yunanistan, iflastan kurutulabilmek ve felakete yol açabilecek bir sonla (topluluktan çıkarılmak gibi) karşılaşmamak için Avrupa Topluluğu ve Uluslararası Para Fonundan iki kez yardım almak zorunda kalmıştır.
Yapılan bu iki yardım beraberinde ciddi yaptırımları da getirmiştir. Bu yaptırımlar hem ülke ekonomisini yeniden rayına oturtmak hem de ülkenin kamu borçlarını GSYH’nin %3’ü altına çekebilmek için tasarlanmıştır. Bu durum Yunan halkı için tasarruf tedbirlerinin uygulamaya konulması demekti. İstihdam sektöründe yapılan reformlar ve (özellikle kamu sektöründe) yapılan maaş kesintileri ülke için sıkıntı dolu bir sürecin de başlangıcı olmuştu. Aslında Yunanistan’ın yaşadığı problemlerin kaynağında vergi vermenin bir seçenek olduğuna dair bir inanış bulunmasıdır. Ülkeye çeki düzen verebilmek için, Yunanistanlıların herkesin vergi verdiğinden emin olmaları gereklidir. Bunun yanı sıra hükümet tarafından idare edilen şirketlerin özelleştirilmesi veya reformlarla güçlendirilmesi de şarttır. Aslına bakarsanız Yunanistan’ın kendi çıkarına olan bu reformları (şu anda olduğu gibi başkalarının zorlamasıyla yapması yerine) uzun zaman önce kendi başına gerçekleştirmesi çok daha iyi olurdu.
Halk tarafından hiç hoş karşılanmayan en son uygulama kamu sektörüne yönelik yeni bir reform paketi olmuştur. Parlamento tarafından, 153 kabul oyuna karşılık 140 ret oyu ile, kabul edilen bu reform paketi, AB/IMF tarafından yapılan yardımın sürekliliği için gerekli koşullardan birisidir. Doğal olarak politikacıların pek bir seçme şansı kalmamıştır. Yardım paketinin bir sonraki dilimi (6.8 milyar Euro) olmadan Yunanistan iflasın eşiğine gelebilir. Ülkenin içinde bulunduğu durum içerisinde bir de iflas etmesi politikacıların en son arzulayacakları şey olacaktır.