İngiltere Merkez Bankası Başkanı Kanadalı Mark Carney, en yapılan toplantı ertesinde İngiltere Merkez Bankasının faiz oranlarını ekonominin eterli güce kavuşana ve işsizlik oranını %7 seviyesinin altına indirene kadar sabit tutmaya devam edeceğini açıklamıştır. İngiltere’nin işsizlik oranı şu an %7.8 seviyesinde bulunmaktadır. Bu tür bir açıklama, bu haftanın başında konuştuğumuz ileri yönlendirme örneğidir. Böyle bir uygulamanın amacı merkez bankasının izleyeceği politika hakkında iş çevrelerini bilgilendirmek ve onların geleceğe yönelik planlarını daha sağlam bir zemine oturtabilmelerine yardımcı olmaktır. Tabi bu sayede piyasadaki volatilite de azaltılacaktır.
Mark Carney, kendisinden önce başkan koltuğunda oturan Sör Mervin King’in başlatmış olduğu destek politikasının sonlandırılması için ekonominin 750000 yeni istihdam yaratmasını istemektedir. Kendisinin de belirttiği üzere, bu düzeye ulaşılabilmesi için yaklaşık 3 yıl gibi bir süre gerekmektedir. Bu da demek oluyor ki, İngiltere’de faiz oranları 2016 yılının ikinci yarısına kadar artış göstermeyecektir. İngiltere Merkez Bankası dört buçuk yıldan beri faiz oranlarını %0.5 gibi rekor bir dip seviyede tutmaktadır. Merkez bankası tarihinde faiz oranlarının değişmeden kaldığı en uzun süre (İkinci Dünya Savaşı ertesinde uygulanan tasarruf tedbirleri periyodunda) 12 yıl olmuştur.
Başkan Carney, %7 seviyesinin bir hedeften ziyade merkez bankasının durumu gözden geçirmeye başlayacağı bir eşik görevi göreceğini belirtmektedir. Enflasyon faktörünün sürpriz bir gelişme olması neticesinde katlanılamaz hale gelmesi veya finansal istikrarı tehdit etmesi durumunda da faiz oranlarında artırıma gidilebilecektir. Yaptığı konuşmada Mark Carney, İngiltere Merkez Bankasının -belirlenen eşik seviyeye ulaşılana dek- niceliksel gevşeme programını sürdüreceğini de dile getirmiştir.
Başkan bir noktanın da altını çizmektedir: “Yeni bir iyileşme sürecinin İngiltere’yi geniş tabanda etkilediği görülmektedir. Bu durum sevindirici olmasına rağmen finansal krizden kalan miras iyileşme sürecinin olması gerektiğinden zayıf kalmasına neden olmaktadır. Ekonomik kapasitenin tam anlamıyla kullanılamaması yüksek işsizliğin en belirgin nedenini oluşturmaktadır.”