Merkez bankaları uyguladıkları para politikaları vasıtasıyla ekonomilerini kontrol altında tutmaya çalışırlar; bunun için kullanılan başlıca öğelerden birisi de faiz oranlarıdır. Avrupa Merkez Bankası bir kez daha faiz oranlarını düşük bir seviyede tutmaya karar vermiştir (Mayıs ayında faiz oranlarını %0.5 seviyesine çeken banka şu ana kadar yeni bir ayarlama gerçekleştirmemiştir). Bu faiz oranı, bankaların Avrupa Merkez Bankasından aldıkları borçlar için uygulanan faiz oranını belirtmektedir. Merkez bankası Başkanı Mario Draghi, geleceğe yönelik rehberlik kapsamında, faiz oranlarının uzun bir süre daha aynı seviyede kalacağını dile getirmiştir.
Avrupa Merkez Bankası, Euro Bölgesi bankalarının likiditesini artırmak için “süper ucuz” para sağlama girişiminde bulunmamıştır. Bazı analizciler merkez bankasının diğer bankalara uzun vadeli kaynak sağlayarak iş çevrelerinin ulaşabileceği “ucuz para” miktarını artıracağı beklentisi içerisindeydiler. Mario Draghi, Euro Bölgesinin içerisinde bulunduğu iyileşmeyi “zayıf, kırılgan ve düzensiz” olarak tanımlamaktadır. Başkan Draghi açıklamalarında Avrupa Merkez Bankasının, içerisinde bulunduğumuz koşullar altında bankalardan para temin etmekte zorlanan işletmelerin işini kolaylaştırabilmek için “elindeki tüm imkanları kullanmaya hazır olduğunun” altını da çizmektedir. Avrupa Merkez Bankası, Euro Bölgesi ülkelerinin bütçelerini kontrol altında tutabilmesi ve ekonomilerini yeniden yapılandırabilmeleri açısından, düşük faiz oranlarının gerekli olduğuna inanmaktadır.
Birleşik Devletlerin içerisinde bulunduğu çıkmazdan da bahseden Mario Draghi, federal hükümetin uzun süre kaynaksız kalması durumunda küresel büyümenin zarar göreceğini söylemiştir. Draghi, ABD’nin bütçe tavanı problemini hallederek iflas etmekten kurtulacağına inandığını da sözlerine eklemiştir. Eğer 17 Ekim tarihine kadar bir uzlaşma sağlanamazsa, Birleşik Devletler finansal yükümlülüklerini yerine getiremez hale gelecektir. Temsilciler Meclisindeki Cumhuriyetçiler anlaşma karşılığında karşılanabilir sağlık hizmetleri yasasında taviz verilmesini talep etmektedir. Başkan Obama ise şantaj olarak algıladığı bu durumu kabul etmediğini çok net bir şekilde belirtmektedir.