Avustralya, dünyanın 12nci en büyük ekonomisine sahiptir ve aynı zamanda (gelişmiş ülkeler arasında) küresel finansal kriz sırasında resesyona yenik düşmeyen yegane ülke konumundadır. Avustralya, fırtınanın en zorlu dönemlerinden çıkıldıktan sonra faiz oranlarını artıran ilk ülke olmuştur ve son dönemlerde büyümeyi destekleyebilmek ve enflasyonu dizginleyebilmek için gerekli değişiklikleri gerçekleştirebilmiştir.
Yapılan tahminler Avustralya’nın 300 milyar Avustralya doları (180 milyon £ veya GSYH’nin %27’si) olan bütçe tavanına Aralık ayında ulaşacağını ortaya koymaktadır. Bu sorun Eylül ayı başlarında Amerikalı politikacıların yaşadıkları ve dünyayı finansal bir cehennemin eşiğine süren sorun ile aynıdır. Beklentiler ülkenin kendisine yeteri kadar hareket alanı sağlayabilmek için bütçe tavanını 500 milyar Avustralya dolarına çıkarması yönündedir. Avustralya Hazine Bakanı Joe Hockey “Bütçe tavanı, hükümetin faaliyetlerini uzun vadede finanse etmeyi sürdürebilmesi için yeterli olacak kadar yüksek bir seviyede tutulmalıdır. Bu konunun ekonomik istikrar ve güven açısından ne derece önemli olduğunu anlamamız için Birleşik Devletlerin kısa bir süre önce yaşadıklarına bakmamız yeterli olacaktır” demektedir.
Avustralya AAA kredi notuna sahip olmasından dolayı tahvilleri en güvenli yatırım araçlarından sayılmaktadır, bu sebepten dolayı da borçlanma maliyetleri düşük seviyededir. Diğer gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında Avustralya’nın kamu borçların daha az bir seviyede olduğu görülmektedir. Gerçekleştirilen çalışmalar kamu borcunun bu sene sonunda ülke GSYH’sinin %30’una ulaşacağını işaret etmektedir. Aynı oran İngiltere’de %92, Birleşik Devletlerde ise %106 seviyelerinde bulunmaktadır.
Joe Hockey, Ton Abbot hükümetinin borçlanma konusunda dizginleri çok sıkı tutmaya istekli olduğunu da dile getirmektedir; borç sorunu Avrupa’da yaşanan krizin ana kaynağıdır. Hockey, Avustralya Yayıncılık Kuruluşu ile yaptığı söyleşide: “Birleşik Devletler, ülkenin yapabilecekleri ve kapasitesi konusunda büyük bir belirsizliğin hakim olduğu bir yer haline gelmiştir. Biz, kendimizin de bu duruma düşmesine izin vermeyeceğiz” ifadesini kullanmıştır. Parlamentonun bu ay göreve dönmesinin ertesinde, politikacıların bütçe tavanını artıracak tasarıyı meclisten geçirebilmesi için altı hafta süreleri olacaktır. Tasarının (ABD’den farklı olarak), yalnızca borçlanma limitini artıracak bir yetki sağlayacak olmasından dolayı muhalefetin işleri yokuşa süreceği düşünülmemektedir.