Yunanistan’ın, Euro Bölgesine katılmak için gerekli koşulları sağlamak amacıyla ekonomik verilerini abartılı bir şekilde göstermesi bir süre sonra borç krizinin patlak vermesine katkıda bulunmuştur. Yunanistan ve dünyanın geri kalanının küresel finansal krizin etkileri ile mücadele etmeye çalıştığı bir dönemin akabinde -hükümetin değişmesi ardından- gerçek rakamlar da ortaya çıkmıştır. Cari açığın ve kamu borcunun tüm çıplaklığı ile su yüzüne çıkması Yunanistan’a borç verenlerin ülkenin finansal yükümlülüklerini yerine getirip getiremeyeceğini sorgulamasına sebep olmuştur. Bu durum neticesinde ülkenin borçlanma oranları aşırı derecede yükselmiş ve dayanılmaz seviyelere ulaşmıştır. Yunanistan, Euro’dan ihraç edilme konusunun gündeme gelmesi ile birlikte Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonundan yardım talep etmek zorunda kalmıştı.
Neticede ülke ekonomisini istikrarlı bir hale getirebilmek için toplamı 240 milyar Euro’ya ulaşan iki yardım almıştır. Alınan bu borçlar, faiz yükünün yanı sıra ülke ekonomisinin uzun vadede rayına oturabilmesi için gereken bazı yaptırımları da beraberinde getirmiştir. Yapılan kredi yardımları parçalara bölünmüş ve gerekli iyileşmeler troyka (Avrupa Topluluğu, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Merkez Bankası üçlüsü) tarafından onaylandığında bu dilimler salıverilmiştir. Şu anda Yunanistan’da bulunan troyka yetkilileri ülkenin alacağı 1 milyar Euro’luk bir sonraki yardımın salıverilebilmesi için gerekli incelemeleri yapmaktadırlar.
Yunanistan’a borç verenlerin ülkeden talep ettikleri reformlar sıkı tasarruf tedbirlerini de içermektedir. Bu tasarruf tedbirleri, kendilerini bu hale sokan politikacıları suçlayan ülke halkı tarafından pek de hoş karşılanmamaktadır. Troyka’nın ülke gelişi genel grevler ile protesto edilmiştir. Yunanistan’da 2010 tarihinden bu yana 30 genel grev gerçekleşmiştir. Troyka yaptığı açıklamalarda, ülkenin gelecek yılda yapması gereken 2.5 milyar Euro harcama kesintileri konusunda endişeleri olduğunu dile getirmektedir. Bu durum kemer sıkmaya devam edileceği anlamına gelmektedir. Alman politikacılar Yunanistan’ın problemlerini çözebilmek için fazladan 10 milyar Euro yardıma ihtiyacı olabileceğini belirtmektedirler. Fakat Yunanistan hükümeti halkın aşırı tepki gösterdiği yeni tedbirleri uygulamak konusunda pek de istekli görünmemektedir.
Yunan hükümeti ülke ekonomisinin önümüzdeki yıl içerisinde 6 yıllık bir süreden sonra büyümeye başlayacağını tahmin etmektedir. Hükümet belirlediği hedeflerden sadece 0.5 milyar Euro sapacağına, bunun da bazı yapısal reformlar ile çözümlenebileceğine inanmaktadır. 2014 yılında piyasalara dönüş yapabileceklerine inanan yetkililere göre yeni bir yardıma ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu tahminlerin doğru olup olmadığını zaman gösterecek.