ABD Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan öncül veriler dünyanın en büyük ekonomisinin 2013 yılının son çeyreğinde %0.8 (ve yıl geneline bakıldığında da %3.2) oranında büyüme kaydettiğini belirtmektedir. Bu tür verilerin tamamında olduğu gibi, ilerleyen zamanda kesinlik kazanan yeni veriler neticesinde bu rakamlar üç kez daha revizyona uğrayacaktır.
2013 senesinin başlarında yapılan tahminlerin %1.9 civarında olduğu hatırlanacak olursa, ulaşılan nokta çok daha olumludur. Buna rağmen, Küresel Finansal Krizin etkilerinin büyük ekonomilerde gözlenen talebi azalttığının hissedildiği 2012 yılındaki %2.8 rakamına kıyaslandığında ekonominin zayıf yapısı göze çarpmaktadır.
Dördüncü çeyreğe ait veriler federal hükümetin geçici bir süre fonsuz kaldığı dönemden hasar almıştır. Ekim ayında Cumhuriyetçiler, Demokratların sağlık programında değişiklik yapılmadan bütçeyi onaylamayı reddetmişti. Bu durum, federal hükümette görev yapan yüz binlerce çalışanı “izne ayırmış” ve ekonominin genel anlamda sıkıntılar yaşamasına neden olmuştu. Bütçe krizi aşılmış olsa da, felaket yaratma potansiyeline sahip bir diğer konu olan bütçe tavanı Şubat ayı içerisinde çözümlenmek zorundadır. Geçen senenin bu dönemlerinde, harcama kesintileri konusunda yaşanan anlaşmazlıklar, sequester olarak da adlandırılan otomatik kesintilerin devreye girmesi ile neticelenmişti. Bu kesintiler de 2013 yılı büyüme rakamlarını sarsan diğer faktörler arasındaki yerini almıştır.
Dünkü makalemde de değindiğim üzere, Amerika Merkez Bankasının varlık alımları programı kademeli olarak azaltılmaya devam etmektedir ve program Şubat ayında 10 milyar dolar daha kesintiye uğrayacaktır. Aralık ayı istihdam rakamlarının 2013 yılında görülen genel ortalamanın gerisinde kalmasına rağmen, törpüleme süreci 2014 yılı boyunca devam edecektir. Fakat Fed’in ileride atacağı adımlara karar verirken hem ABD hem de dış ekonomileri izlemeye devam edeceğine inanılmaktadır.