Birleşik Krallık veya daha net söylemek gerekirse Londra, dünyanın en önemli finansal merkezlerinden birisidir – tabi bazıları en önemli merkez olup olmadığı konusunda hemfikir olmayabilir. Bu statüyü korumak ve geliştirmek için yabancı finans kuruluşlarının Londra’da ya da İngiltere’de bürolarını açmaları teşvik edilmelidir. Görünüşe göre İngiltere, Avrupa Topluluğu dışındaki bankaları da ülkede görmek için heveslidir.
Çin’in ekonomik bir süper güç olma yolunda ilerlemesiyle birlikte, ülkenin para birimi yuan (veya renminbi) uluslararası ticarette -özellikle de geniş Asya pazarı arenasında- büyük bir rol üstlenme yolunda ilerlemektedir. Yuan’ın küresel bir para birimi haline gelebilmesi için Çin’in para birimini serbest bir şekilde dalgalanabilir yapıya kavuşmasına müsaade etmesi gerekecektir. Londra, 2.2 trilyon doların üzerindeki günlük işlem hacmi ile forex piyasanın merkezi konumundadır ve bu yüzden, doğal olarak, İngiltere kendisini yuan ticaretinin kalbinin attığı yer olmak arzusu içerisindedir; bunun anlamı Çin bankalarına ev sahipliği yapılmasıdır.
Avrupa’da ticari ve yatırım bankaları için köklü kurallar bulunmaktadır fakat küresel finansal kriz hükümetlere (bir başka deyişle vergi veren vatandaşlara) zor durumda olan bankalar dolayısıyla çok fazla risk yüklemiştir; zira Avrupa Topluluğu içerisindeki bankalarda açılan hesaplar 100000 Euro’ya kadar koruma altına alınmaktadır. İzlanda bankalarının çöktüğü dönemde İngiltere şubelerinde hesapları olan bireylerin depozitoları İngiliz hükümeti tarafından karşılanmak zorunda kalmıştı.
İngiltere, Avrupa Birliği dışından gelen bankaların ülkede faaliyet göstermelerine izin verme planları yapmaktadır, tabi İhtiyati Düzenleme Kurumunun (PRA) belirlediği kurallar çerçevesinde. Fakat halka açık olmayan bankaların şubeleri bu sınırlamalardan etkilenmeyecektir. Yine de, bankaların ait oldukları ülkelerdeki koruma mekanizmaları çalışıyor olacaktır.
İhtiyati Düzenleme Kurumu başkanının yardımcısı Andrew Bailey, BBC kanalı ile gerçekleştirdiği söyleşide: “Denizaşırı ülkelerden gelen bankaların ticaret finansmanı gibi bir konuda faaliyet vermeleri bizim açımızdan daha rahatlatıcı olacaktır. Bu bankaların bireysel hesaplar açmaları -krizin zirvesinde yaşadığımız sıkıntıların verdiği acı tecrübeler dolayısıyla- bizi pek de hoşnut etmeyecektir” demiştir.