Manşetlerde Amerika Merkez Bankasının aylık varlık alımları programında 10 milyar dolar daha kesinti yaptığı yer alsa da madalyonun diğer yüzünü de unutmamak gereklidir; dünyanın en büyük ekonomisi halen piyasaya her ay 55 milyar dolar pompalama gereği içerisindedir. Merkez bankasının varlık alımlarını sürdürmek istemesinin ana nedeni finans sektörüne likidite sağlamak ve bu sayede iş piyasasını canlandırarak yeni istihdam yaratılmasını körüklemektir. Bu program aynı zamanda yüksek faizli tahvilleri daha düşük faizli tahvillerle değiştirdiğinden hem Amerika’nın borç yükünü hafifletmek hem de mortgage faiz oranlarını aşağı çekmek konularında yardımcı olmaktadır. Uzun vadeli faiz oranlarını düşürmek için çabalamak iyi bir fikir olsa da normal zamanlarda bunların hiçbirisine ihtiyaç duyulmamaktadır. Koşulların niceliksel gevşeme tarafından yönlendirilmesi normalde yüksek enflasyon riskini de beraberinde getirmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde varlık alımlarının azaltılması küresel piyasaların geriye doğru yalpalamasına (aydın yatırımcılar için pek de büyük bir şok değildir) ve Amerikan dolarının tırmanmasına yol açmıştır. Amerikan dolarının piyasa genelinde değer kazanması Fed’in para politikalarına yön veren takımının faiz oranlarının gelecek yıl gibi kısa bir süre içerisinde yükseltilebileceğini ima etmelerine dayanmaktadır. Uzun vadeli döviz piyasası pozisyonlarının ayarlanması esas etken olsa da diğer pek çok unsur bu piyasaya şekil verecektir – örneğin Ukrayna’ya yönelik kaygıları ele alabilirsiniz. İşlemleri yönlendiren algoritmaların katkısı da para birimini yukarı ittiren bir güç olarak belirmektedir. Genellikle işlerin normale dönmesi bir hafta içerisinde gerçekleşmektedir.
“Ucuz para” musluklarının kapatılması sürecinde büyük kazançlar hedefleyerek gelişmekte olan piyasalarda yatırım yapanlar yavaş bir şekilde elde ettikleri gelirleri likidite eder ve o diyardan göç etmeye başlarlar. Bu durum o piyasaların dip yapmasına yol açar. Faiz oranları tüm zamanların en düşük seviyelerinde olduğuna göre gidebileceği bir tek yön bulunmaktadır. Zaten çok uzun bir süredir piyasaların sorduğu soru faiz oranlarının ne zaman yükselişe geçeceğidir.