Küresel finansal krizin etkilerinin hissedildiği 2008 yılından önce konuşulan yegane konu yeni ekonomik süper güçlerin doğacağı yönündeydi; BRICS ülkeleri: Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika. Hiç şüphesiz ki zaman içersinde bu ülkelerin ekonomileri güçlendi ve yeni sermayeleri çekti. Bu ülkelerin tamamı -Çin haricinde- küresel ticaretin darboğaza girmesinden büyük oranda etkilenmiştir.
Rusya, Kırım’ı kendi topraklarına bağlaması sonrasında, yeni bir krizle yüzleşmektedir ve bu kriz ekonominin gelişmesini daha da geciktirebilir. Rusya’ya bağlanma kararı Kırım halkı arasında gerçekleştiren bir referandum ile karara bağlanmış olsa da bu hamle Batılı devletler tarafından büyük eleştirilerle karşılaşmış ve bir dizi yaptırımı da beraberinde getirmiştir. Bu yıl G8 toplantısının Rusya’da yapılması kararlaştırılmıştı fakat bu toplantı diğer grup üyeleri tarafından ertelenmiş bulunmaktadır. Neticede Rusya grup üyeliğinden de çıkarılmıştır.
Ruslar yatırımcıların bu yılın ilk çeyreğinde ülkedeki varlıklarını 70 milyar dolar azaltacağını tahmin etmektedir. Bu varlık göçü Ukrayna ile olan tansiyonun yükselmesi veya Batı’nın zorlu yaptırımlar uygulamaya koyması durumunda daha da hızlı bir artış gösterebilir. Rusya Ekonomi Bakanı yardımcısı Andrei Klepach, yaptığı açıklamada 1inci çeyrek dönemdeki büyümenin durağan-yatay olacağını ve enflasyonun artış göstereceğini tahmin ettiğini belirtmiştir. 2013 yılı geneline bakılacak olursa varlık göçünün 63 milyar dolar gibi yüklü seviyelere ulaştığı anlaşılabilir.
Rusya ekonomisi geçen sene %1.3 oranında büyüme kaydetmiştir. Fakat ülkeye uygulanacak ek müeyyideler durgunluk yaşayan ekonominin üzerinde ek baskı oluşturacağından küçülme yaşanması riskini tetikleyecektir. Batılı güçler Rusya’nın başka bir ülkenin topraklarının bir bölümünü ele geçirmesini zorbalık ve yasadışı olarak değerlendirmektedir.