Şubat ayında %0.7 olarak açıklanan Euro Bölgesi enflasyon oranı Mart ayında %0.5 seviyesine gerilemiştir. Bu rakam 2009 yılının Kasım ayından bu yana gelinen en düşük seviyedir ve üç aydır kesintisiz düşüş kaydetmiştir. Avrupa Merkez Bankasının (ECB) enflasyon hedefi %2 seviyesindedir ve merkez bankası başkanı Mario Draghi %1’den düşük açıklanan verilerin “tehlike bölgesi” olduğunu belirtmektedir. Düşen fiyatların -yani deflasyonun- ekonomiler açısından problematik olarak algılanmasındaki temel neden tüketicilerin büyük harcamalarını geciktirmesine, daha ileriki tarihlere ertelemesine yol açmasıdır. Japon ekonomisi yıllardır bir durağanlık içerisindedir ve bu durumdan sorumlu tutulan faktörler arasında deflasyon dolayısıyla zayıflayan yerel talep bulunmaktadır.
18 ülkenin oluşturduğun blokta enflasyon oranları doğal olarak bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir. Ekonomik koşulların zorlu geçtiği ülkelerden birisi olan İspanya’da Mart ayı enflasyon seviyesinin -%0.2 olması pek de şaşırtıcı değildir.
Euro bölgesi içerisinde fiyat artışı gerçekleşmektedir fakat çok yavaştır ve Avrupa Merkez Bankası düşük enflasyonun uzun bir süre daha devam edebileceği konusunda uyarılarda bulunmaktadır. Yine de, bazı analizciler merkez bankasının zayıf yapıdaki iyileşme sürecini desteklemek için harekete geçebileceği düşünmektedirler.
Avrupa Merkez Bankası, kısa bir süre önce yaptığı toplantılarda, faiz oranlarını değiştirmeme kararı almıştır. Bankanın belirlediği faiz oranları 2013 yılının Kasım ayından bu yana %0.25 seviyesindedir. Merkez bankası faiz oranları biraz daha geriye çekerek iş çevrelerinin büyümesi için gereken kredilere biraz daha ucuz bir şekilde erişmelerini sağlayabilir (umut devam ediyor). Avrupa Merkez Bankası, likiditeyi artırmak için ABD, Japonya ve İngiltere gibi ülkelerin tercihi olan niceliksel gevşeme tedbirlerinden kaçınmaktadır. Ancak merkez bankasının bu tercihini değiştirebileceği yönünde spekülasyonlar da yapılmaktadır. Öte yandan piyasa çevreleri, ileride aşırı enflasyon doğması riskinden dolayı, Almanya’nın bu konuda isteksiz davranacağını düşünmektedir. Zira Weimar Cumhuriyeti (1919-1933 dönemi Almanya’sı) savaş yıllarında aşırı enflasyon dolayısıyla büyük problemler yaşamıştı.