Britanya, Euro Bölgesinin kullandığı ortak para birimini kullanmamaktadır ve görünüşe göre ileriki gelecekte de bu uygulamaya katılmayacaktır. Buna rağmen, ortak para birimi uygulamasına katılabilmek için ülkelerden istenen şartları gözden geçirmek faydalı olabilir. Bu şartlara göre kamu borcu (ülkenin kreditörlere olan tüm borçları) GSYH’nin %60’ından fazla olmayacaktır ve bunun yanı sıra cari açık (yapılan harcamalar ile elde edilen gelirler arasındaki fark) GSYH’nin %3’ünü geçmeyecektir. Bu kuralların Avrupa Topluluğu liderleri tarafından diretilmesinin temelinde gruba katılacak yeni ekonomilerin üye ülkelerin ekonomik koşullarını kötü yönde etkileyebilecek faktörleri de beraberlerinde getirmelerini engellemek arzusu bulunmaktadır.
Küresel Finansal Krizin en kötü dönemlerinin hüküm sürdüğü zamanlarda diğer hükümetler gibi İngiltere hükümeti de yüklü miktarlarda borçlanmak zorunda kalmış ve bu durum cari açığın genişlemesine neden olmuştur. Euro Bölgesi ülkeleri (ve dünyadaki diğer ülkeler) gibi İngiltere de borçlarını dizginlemek için çabalamaktadır. Yapılan planlarda, 2017-18 döneminde ödemeler dengesinin pozitif bir hale geleceği tahmin edilmektedir.
Bütçe ofisinden konu ile ilgili yayınlanan en son beyanatta, bütün yılı (Nisan ayına kadar) kapsayan hesaplamada açığın 107.7 milyar sterlin çıkacağının tahmin edildiği söylenmektedir. Rakamlara İngiltere Merkez Bankasının niceliksel gevşeme gelirlerinin revizyonundan ve posta idaresinin emeklilik programında yapılan değişiklik sonrasında meydana gelen 7.3 milyar sterlin tutarındaki farklılık dâhil edilmemiştir.
İngiltere’nin kamu açığına bakıldığında toplam oranın %76 (GSYH’ye oranla) seviyesinin biraz gerisinde bulunduğu anlaşılmaktadır; diğer bir deyişle 1.16 trilyon sterlin. Cari açığın ise %5.9 oranında çıkacağı tahmin edilmektedir - bunun anlamı İngiltere Euro uygulamasına katılmak istese bile üyelik için istenen kriterlere sahip olmadığıdır.