Portekiz, çıkardığı tahviller ile uluslar arası piyasalardan kaynak elde etmesinin çok zor bir hale gelmesi dolayısıyla (Yunanistan ve İrlanda’nın ardından) Avrupa Birliği - Uluslararası Para Fonu yardımına muhtaç kalan üçüncü ülke olmuştu. Bu konuda yapılan anlaşmaların genelinde olduğu gibi gerçekçi oranlar uygulanarak temin edilen borçlar Portekiz’e beraberinde bazı yaptırımları da getirmişti. Bu şartlar arasında ülkenin borç yükünü makul seviyelere indirmek için gerekli reformlar ve yeni tasarruf tedbirlerinin alınması da bulunmaktaydı. Portekiz hükümeti 2011 yılının Mayıs ayında AB/IMF’nin sağlayacağı 78 milyar Euro tutarındaki yardımı garantilemişti.
Portekiz hükümeti kısa bir süre önce 750 milyon değerinde 10 yıl vadeli tahvil satışı gerçekleştirmiştir. Gelen talep satışa sunulan tahvillerin üç katına yakın olmuştur. Şubat ayında yapılan satışta %5.1 olan faiz oranları ise keskin bir düşüş yaşamış ve %3.58 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yapılan satışa gelen ilgiye bakılacak olursa Portekiz önümüzdeki gelecekte piyasalardan para bulmak konusunda pek bir zorluk çekmeyecektir. Portekiz’in yaptığı satış öncesinde Yunanistan da 5 yıl vadeli tahviller ile piyasadan 5 milyar Euro toplamıştı. Benzer bir şekilde, geçen sene yardım programından ayrılan İrlanda da Mart ayındaki ihale sayesinde %2.96 gibi makul bir seviye ile borçlanmıştı. Bu izlenimler artık piyasaların Euro Bölgesindeki krizi geri bıraktığı yönünde önemli sinyaller sağlamaktadır. Görünüşe göre işler normale dönmeye başlamıştır.
AB/IMF tarafından yapılması istenen reformların Portekiz’e ciddi bir gelişme sağladığı görülmektedir. Krizin zirve yaptığı 2010 yılında bütçe açığının GSYH’ye oranının %10.1 olduğu Portekiz 2013 yılında bu rakamı %4.9 seviyesine çekebilmiştir.
Portekiz, Avrupalı ortaklarından aldığı yardım planını bir sene daha uzatmak isteyebilir (5-5-2014 tarihine kadar süre bulunmaktadır). Fakat bu tahvil satışında piyasaların sergilediği tavrı göz önünde bulunduran analizciler hükümetin böyle bir talepte bulunmayacağını tahmin etmektedir.