Ekonomi söz konusu olduğu zaman “eğer Amerika hapşırırsa dünya soğuk algınlığına yakalanabilir” dendiğini duyabilirsiniz. Ticaretin küresel bir boyutta olmasından dolayı dünyanın büyük ekonomisinde meydana gelecek tedirginliklerin etkileri dünyanın diğer bölgelerinde de hissedilecektir. Bu durum ekonomistlerin dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin sergilediği performansı neden bu kadar yakından takip ettiklerini açıklamaktadır. Eğer Çin ekonomisi yavaşlarsa, küresel büyümenin zarar görmesi olasılığı artış yaşayacaktır. Çin’deki komünist hükümetin kapitalizm ile deneylerine başlamasından bu yana ülkenin büyük bir gelişme içerisinde olmasından ötürü bazı zamanlarda yavaşlama gözlenmesi kaçınılmazdır.
Kısa bir süre önce yayınlanan Nisan ayı rakamları Çin’deki ekonomik aktivitenin hızlandığını göstermiş ve ekonominin yavaşladığına dair korkuları yatıştırmıştır. Rakamlara göre ihracat geçen yılın aynı dönemine kıyasla %0.9 artış gerçekleştirmiştir. Fakat revize edilen Şubat ve Mart verilerinde ciddi düşüşler (sırasıyla %18.1 ve %6.6) görülmektedir. Nisan ayına ait rapor Çin’in dünya genelinden gerçekleştirdiği ithalatın -yılın aynı dönemine kıyasla- %0.8 oranında arttığını açığa çıkarmaktadır; Mart ayında %11.3 düşüş meydana gelmişti.
Batılı ülkeler, Çin’in ekonomisini dengelemek ve yerel piyasayı tatmin edebilmek maksadıyla yerel pazarını ithal ürünlerine daha açık bir hale getireceğini ümit etmektedir. Popülasyonun 1.4 milyara yakın olduğu bir ülkede büyük bir talep potansiyeli mevcuttur. Yine de, bu durumun gerçekleşebilmesi için Çin’in her şeyde önce ülke zenginliğinin çok geniş bir tabana yayıldığını görmesi gerekmektedir. Her yerde olduğu üzere, ülkenin kırsal ve kentsel kesimleri arasında büyük gelir farklılıkları bulunmaktadır ve zenginlikler azınlık bir kesim tarafından kontrol edilmektedir.
Eğer Çin dünya genelindeki ticaret sahnesinde daha etkin bir rol üstlenmek istiyorsa para birimi Yuan’ın %20 gibi bir orana varacak derecede değerlenmesine izin vermek zorunda kalacaktır. Fakat otoriteler bu yönde yapılacak hamlelerin çok küçük adımlar halinde gerçekleştirilmesi gerektiği konusunda kararlı görünmektedir.