Geçmiş zamanlarda bankacılar yerel toplumun payandası olarak değerlendirilirlerdi. Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa, o zamanlarda İngiltere pasaportu başvurusunu bile onaylayabilirlerdi. Bugün bu algılama tamamen parçalanmıştır. Günümüzde bu kesim aşırı derecede açgözlü, hilekâr ve kanunları hiçe sayan insanlar olarak algılanmaktadır. Küresel Finansal Krizin başlamasının temelinde -bazı zamanlarda müşterilerinin kazanç elde etmesine yardımcı olan- kompleks yatırım araçlarını piyasaya süren finans kuruluşları ve bankalar bulunduğuna inanılmaktadır – eşik-altı mortgage ürünleri akla gelen ilk şeydir. Krizin zirveye ulaştığı dönemlerde bazı bankaların, hisselerinin değerini artırmak ve yaptıkları yatırımlardan daha fazla kazanabilmek için LIBOR oranlarını manipüle ettikleri de ortaya çıkmıştı. Bankalar arası uygulanan bu faiz oranları trilyonlarca dolar değerindeki kontratları etkilemektedir.
Yakın zamanda ortaya çıkan yeni bir skandal ise bir başka faiz oranında da sahtekârlık olduğunu işaret etmektedir; bu sefer hile karışan unsur Euribor (Euro üzerinden yapılan borçlanmalara yönelik faiz oranı) olmuştur. Avrupa Komisyonu JP Morgan, HSBC, Credit Agricole, Barclays, Deutsche Bank, RBS ve Societe Generale bankalarına yönelik bir soruşturma gerçekleştirmiştir.
Eğer bu kuruluşlar Avrupa Komisyonu tarafından suçlu bulunurlarsa alacakları ceza yıllık kazançlarının %10’u gibi büyük bir rakam olacaktır. JP Morgan ve HSBC bankaları yanlış bir şey yapmadıklarını ve ithamlara karşı mücadele edeceklerini belirtmişlerdir. Credit Agricole ise açıklama yapmadan önce Avrupa Komisyonunun elde ettiği bulguları değerlendireceğini söylemektedir. RBS, Societe Generale ve Deutsche Bank skandalda oynadıkları rolden ötürü 1.04 milyar Euro cezaya çarptırılmıştır. Kartelin ortaya çıkmasında yardımcı olan Barclays ceza almayacaktır ve diğerleri de Avrupa Komisyonu ile yapacakları anlaşmalarda %10 hafifletme almaya hak kazanmışlardır.
Avrupa Komisyonu tarafından yapılan bildiride HSBC, JP Morgan ve Credit Agricole için: “Komisyon, bu üç bankanın da Euro faiz oranlarına bağlı yatırım araçların fiyat hareketlerini etkileyecek işlemlerde bulundukları yönünde şüpheleri vardır” demektedir. Avrupa Komisyonu bu konudaki araştırmalarını 2013 yılının Mart ayından bu yana sürdürmektedir.