Yakın zamanda 130 ülke çapında özgürlüklerin boyutlarını inceleyen bir ankete göre, Amerika beklenmedik bir şekilde geride, 33üncü sırada yer almıştır.
Yapılan ankete katılan Amerikalıların %80’den azı hayatlarını nasıl geçireceklerini seçme özgürlüklerinden tatmin olduklarını belirtmişlerdir; bu oran 2008 yılında %87 seviyesinde bulunmaktaydı. Özgürlüklerinden en memnun beş ülke sırasıyla Yeni Zelanda, Avustralya, Kamboçya, İsveç ve Birleşik Arap Emirlikleri olarak görülmektedir. Amerika ise Bahreyn ile Kamerun arasında yer almıştır.
“Özgürlük”
Gallup’un kullanmış olduğu “özgürlük” sözcüğü farklı ülkelerin vatandaşları için değişik anlamlar ifade etmiş olabilir. Bu durum neden savaş yıllarından kurtulmuş ve huzurlu bir seçim sürecinin keyfini çıkaran Kamboçyalıların ilk beş sıralamasında yer aldığını açıklayabilir. Yine de, oranlarda son beş yıl içerisinde meydana gelen değişim bu ülkelerin vatandaşlarının özgürlükleri hakkındaki görüşlerindeki farklılıkları gösterebilir.
İlginç bir şekilde, özgürlüklerin azaldığının düşünüldüğü ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri de bulunmaktadır. Gallup tarafından yapılan anketin sonuçlarına göre 100 ülkeden 75’inde iyileşme, 21’inde azalma meydana gelmiştir. 4 ülkede ise bir değişim yaşanmamıştır. Oranlarının düşüş hızına göre ele alındığında ABD’den daha keskin düşüş gösteren sadece beş ülke mevcuttur. Bunlardan ikisi silahlı ayaklanmaların yaşandığı Suriye ve Afganistan’dır. Diğer iki ülke politik kargaşaların arttığı Tacikistan ve Tayland’dır. Keskin düşüş yaşayanların en zengini ise -Amerikalı ve Avrupalı otoritelerin vergi kaçıranların üzerine gittiği- Lüksemburg olmuştur.
Amerika’nın sıralamada geldiği bu yeni nokta pek çok Amerikalıya alçakgönüllülük getirmiştir. Pew Araştırma tarafından gerçekleştirilen ayrı bir anket ise Amerika Birleşik Devletleri’nin “diğer ülkelerin üstünde” olduğuna inanlarının oranının (2011 yılındaki %38 seviyesinden) 2014 yılında %28 seviyesine gerilediğini ortaya koymaktadır. Kendi ülkelerinin büyüsünde kalanlar incelendiğinde ise 18-29 yaş arasındaki genç kuşağın sadece %15’inin Amerika Birleşik Devletlerinin dünyanın 1 numarası olduğunu düşündükleri anlaşılmaktadır. Bu oran yetişkin kesimde %40 gibi bir seviyeye ulaşsa da üç sene öncesine göre (%50) azalma gerçekleşmiştir.
Ekonomik İlişki
Kendini geri plana atma hissinin temelinde pek çok Amerikalıyı etkileyen ekonomik zayıflama yatmaktadır. 2009 yılında sona eren resesyon pek çok Amerikan ailesinin varlıklarının azalmasına yol açmıştır. Ailelerin mal varlıkları resesyon öncesine kıyasla %40 oranında gerilemiştir. İstihdam iyileşmeye başlamıştır fakat birçokları için gelir düzeyi geçmişe nazaran erozyona uğramıştır. İnsanlar geride kaldıklarını hissetmektedir ki veriler de bunu doğrulamaktadır. Ekonomik özgürlüğün daralması kişilerin önlerindeki seçenekleri de sınırlandırmaktadır. Amerikalılar, özgürlükler ülkesinde herkesin iyi bir fırsat yakalayabileceği teorisini sorgulamaktadır.