Konut balonunun patlaması İrlanda Cumhuriyeti'nin finansal bir krize sürüklenmesini tetiklemişti. Bankları büyük iflaslara iten u kriz sektörü ciddi bir riske atmıştı. İrlanda, 2010 yılının Aralık ayında AB/IMF üzerinden 67 milyar Euro tutarında kredi alarak, yardım isteyen ikinci ülke haline gelmişti. Bu kredi, İrlanda ekonomisinin kendisini toparlayabilmesi için yapılması gerekli (aralarında tasarruf tedbirlerinin de bulunduğu) pek çok yapısal reformu beraberinde getirmiştir. İrlanda bu olayın ertesindeki süreç içerisinde işleri yoluna koymayı başarmış ve üç sene sonra kurtarma programından ayrılmıştır.
İkinci çeyreğe yönelik en son veriler İrlanda ekonomisinin %1.5 oranında (2013 yılının aynı dönemine kıyasla %7.7) gelişmenin keyfini yaşadığını göstermektedir. Bu haber hükümetin yılın geri kalanına yönelik büyüme hedefini artırdığını ve (toplam kamu borcunun GSYH'nin %3'ünden fazla olmamasını garantilemek kapsamında) yeni tasarruf tedbirlerinin uygulanmayacağını açıklaması için yeterli derecede olumlu bir etki yaratmıştır. Şu an için bütçe açığı GSYH'nin %3.5 seviyesine gerilemiştir ve 2014 yılın için önceden belirlenmiş olan %4.8 hedefinin çok aşağısında bulunmaktadır. Bu durum, geçmişte planlanan 2 milyar Euro bütçe kesintisini uygulamaya sokma zorunluluğunu artık ortadan kaldırmıştır.
Analizciler, ikinci çeyrekteki performansın %0.5 gibi daha düşük seviyede geleceği beklentisi içerisindeydiler. Açıklanan sonra rakamlar ertesinde senenin geneline yönelik %3 büyüme oranı revize edilmiş ve %4.5 gibi etkileyici bir seviyeye yükseltilmiştir. Tabi ki bu rakamlar göreceli bir anlam ifade etmektedir zira daha önceki performansla ilişkilendirilmektedir. Eğer bir kıyas yapacak olursak; Euro Bölgesinin sene başından Haziran ayının sonuna kadar geçen dönemdeki toplam büyümesi sadece %0.7 oranındadır.