Şu anda Avrupa Komisyonu Başkanlık koltuğunda oturan Jean-Claude Juncker, daha öncesinde Lüksemburg Başbakanı olarak görev yapmıştı. Görünüşe göre Juncker, başbakanlık döneminde gerçekleştirilen ve üç yüzü aşkın çok uluslu kuruluşun faydalanabileceği bir vergi indirimi programının ele alındığı toplantılara başkanlık etmiştir. Avrupa Topluluğu, Lüksemburg'un konu ile ilgili detayları açıklaması konusunda bastırmak niyetindedir fakat AB Başkanı -anlaşılacak sebepler dolayısıyla- bu soruşturmayı yönetemeyecektir.
Suçlamalar arasında Lüksemburg'un Pepsi ve Ikea gibi lider kuruluşlarla büyük iş anlaşmalarına gittiği ve bu sayede devasa şirketlerin (normalde diğer blok ülkelerinde tabi olacakları) ödemeleri gereken milyarlarca dolardan sıyrıldığı yer almaktadır. Şu anda Başbakanlık görevini yerine getiren Xavier Bettel, inceleme altına alınan anlaşmaların uluslararası vergilendirme standartlarını delmediğini dile getirmektedir (fakat ilk bakışta bile bu yasaları açıkça büktükleri kanaati oluşmaktadır).
Lüksemburg'un, hali hazırda, Amazon ve Fiat'ın mali kolu ile yaptığı "özel" vergi anlaşmaları inceleme altındadır. Malta ve İrlanda da küresel firmaların AB içerisinde vergi yolsuzluğu gerçekleştirmesine olanak sağlayan uygulamalara yaptıkları aracılık dolayısıyla denetlenmektedir. Firmaların kendilerinin ön ayak oldukları vergi yolsuzluğu konusu gerek politik çevrelerin gerekse halkın nefretini toplamıştı. Aslına bakarsanız vergi kaçırma problemi G8 ve G20 toplantılarının en sıcak gündemini teşkil etmişti; fakat görünen o ki, bazı Avrupa Birliği ülkeleri bizzat bu işin içerisinde yer almaktadır. Bu toplantılarda ifade edildiği kadarıyla, vergi yolsuzlukları (tamamen yasa dışı olan vergi kaçırmadan farklıdır) dolayısıyla kaybedilen para Avrupa Birliği üyelerinin tamamının senelik sağlık bakımı harcamalarına eşdeğerdedir.
Skandalı ortaya çıkaran Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu tarafından yapılan bir araştırmaya göre vergi yolsuzluğu planından (firmaların Avrupa Birliği'nin diğer ülkelerinde kazandıkları paraları merkezlerini kurdukları Lüksemburg'a aktarmaları) 1000'i aşkın firma yararlanmıştır. Konsorsiyum, bazı firmaların bu ülkeye aktardıkları kazançları için %1'den bile az vergi ödediklerini iddia etmektedir.
Burada yasadışı bir durum bulunmasa da Avrupa Topluluğu'nun diğer üyelerinin çok uluslu ve büyük firmalardan sağladığı vergi gelirlerini derinden etkileyen bu uygulamanın doğruluğu ahlaki açıdan tartışılabilir.