Eurostat tarafından açıklanan en son rakamlara göre, Avrupa işgücünün yaklaşık %10'unan biraz fazlası boştadır. Ortak para birimi Euro'yu kullanan 18 ülkenin oluşturduğu blok incelendiğinde ise bu rakamın biraz daha fazla, %11.5, seviyesinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir deyişle, Avrupa'da 24.5 milyon insan işsizdir. Avrupa Birliğinde işsizlik oranın 2008 yılının 1inci çeyreğinde %6.8 gibi bir seviyede olduğu hatırlanacak olursa, maksimum istihdam konusunun şu an için ancak bir hayale dönüştüğü rahatlıkla söylenebilir. Kaldı ki şu anda bulunulan nokta, %9.7 seviyesindeki (1995 ile 2014 yılı arasında) uzun vade işsizlik oranının da yukarısındadır. Daha geniş çerçeveyi kapsayan Avrupa Birliğinde de benzer bir durum mevcuttur. Euro Bölgesi işsizlik oranı geçen senenin Şubat ayında %12 ile zirve yapmıştır. Diğer taraftan, genç kuşak (25 yaş altı grubu) işsizlik oranı %23.3 gibi çok orantısız bir yerdedir.
Ekonominin tipik döngüsü içerisinde resesyonu takiben büyümenin yaşandığı bir dönem yer almaktadır; normalde bu döneme istihdam artışı damgasını vurmaktadır. Avrupa Topluluğunun iyileşme sürecindeki toparlanma istihdamı güçlendirmiştir fakat gelişmelerin zayıf bir zeminde yaşanması ve tabi küresel talebe yönelik belirsizlikler işsizlik oranının yüksek seviyelerde asılı kalmasına yol açmaktadır. İspanya ve Yunanistan gibi ülkelerde işsizlik halen tehlikeli seviyelerdedir (26.4% ve 24%). Böyle bir ortamda Avrupa Komisyonu kendini harekete geçmek zorunda hissetmektedir.
Avrupa Topluluğu Başkanı Jean-Claude Juncker, bir süre önce hırslı bir istihdam kazanımı planı açıklamıştır. Altyapı harcamalarına 315 milyar Euro temin etmeyi amaçlayan bu plan, Avrupa Birliği ekonomisine hayat suyu olacaktır. Plana göre bu rakamın aslan payı özel yatırımcılardan gelecektir. Avrupa Komisyonu ise kendi bütçesinden sadece 16 milyar Euro harcayacaktır. Beklentiler atılan bu adımını önümüzdeki 5 sene içerisinde 1.3 milyon istihdam yaratması yönündedir. Enerji, eğitim, araştırma ve taşıma altyapısının geliştirilmesi konularına da yatırımlar yapılacaktır. Üye ülkelerden kendi bölgeleri içerisinde -bu program aracılığıyla desteklenebilecek- "yüksek sosyo-ekonomik" projeler bulmaları talep edilecektir. Gelecek yıl hayata geçecek program projelere 2017 yılında destek temin etmeye başlayacaktır.
Bazı kesimler, özel yatırımcıların kendi paralarını böyle bir iş için seferber edeceğine şüphe ile yaklaşmaktadır. Tabi bunun doğru olup olmadığını zaman gösterecek.