Japonya dünyanın üçüncü en büyük ekonomisine sahiptir fakat son yirmi seneden fazlasını deflasyon ve cansız ekonomik büyüme engellerini aşmak için harcamıştır. Japonya Başbakanı Shinzo Abe, elinde olan tüm yetkileri kullanarak deflasyon döngüsünü kıracağına dair söz vermişti. Deflasyon, tüketicilerin yapacakları harcamaları, alacakları ürünleri, gelecekte daha az ödeyerek gerçekleştirmelerine olanak tanıdığından yerel talebi dizginleyen bir etki yaratmaktadır. Satış vergilerinin artırılması ekonomiye enflasyon enjekte etmiş ve aynı zamanda (vergi artışından etkilenmemek için hızlı davranmayı seçen tüketiciler sayesinde) birinci çeyrekte tüketici harcamalarında patlama yaşanmasına katkıda bulunmuştu. Japonya ekonomisinin %60'ını yerel pazar teşkil etmektedir.
Japonya Merkez Bankası, niceliksel programını genişleteceğini ilan ettiği sırada piyasaları hazırlıksız yakalamıştır (bu program kapsamında yapılan ve senelik bazda 60-70 trilyon yen tutarındaki alımların 80 trilyon yen -kabaca 725 milyar dolar- seviyesine yükseltildiği ilan edilmişti). Diğer niceliksel gevşeme programlarında da amaçlandığı üzere, ana hedef borçlanma oranlarının düşük seviyelerde tutulmasıdır. Bu sayede hem tahvil ve diğer varlıklar için güçlü bir piyasa temin edilmektedir hem de alımları gerçekleştiren finans kurumlarına yapılan komisyon ödemeleri aracılığıyla piyasaya likidite enjekte edilmektedir. Artan likiditenin iş çevrelerinin büyümek için ihtiyaç duydukları kredilere kolaylıkla ulaşmasını sağlayacağı da umulmaktadır.
Piyasalar, Japonya Merkez Bankası'nın bu hamlesini olumlu bir şekilde karşılamışlar ve Nikkei endeksini Cuma günü son yedi senenin zirvesi olan 16414 seviyesine taşımışlardır. Forex piyasasında ise Japon yeni diğer para birimleri karşısında keskin bir düşüş sergilemiştir. Haftalık bazda %3.8 oranında yükselen USD/JPY paritesi hafta sonunu 112.18 seviyesinde kapatmıştı. Parite bugün 113.3 değerinden işlem görmektedir; bu seviye en son 2007 yılının Aralık ayında karşımıza çıkmıştı. Japon yeninin piyasa genelinde değer kaybetmesi ülkenin ihraç ürünlerini daha cazip hale getirse de hammadde fiyatlarını yukarı çekmektedir. Nükleer kapasitesinin sınırlı düzeye gerilemesi Japonya'nın elektrik üretimini LPG ithalatına bağımlı hale getirmiştir.