Jıaponya ekonomisi -Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'in ardından- dünyanın en büyük üçüncü ekonomisine sahiptir ve gayri safi yurtiçi hasılası kabaca 5 trilyon dolardr. Ancak burada göze çarpan önemli bir konu daha vardır ki o da Japonya'nın gelişmiş ekonomiler içerisinde en yüksek kamu borcu/GSYH (%226) oranına sahip olmasıdır; diğer bir deyişle kamu borcu 11 trilyon doların üzerindedir. Japonya aynı zamanda azalan bir doğum oranına sahiptir; bunun anlamı ülke nüfusu giderek yaşlanmaktadır ve bu durum zaman içerisinde tırmanma eğiliminde olan sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarının azalan işgücü tarafından karşılanmasını gerektirmektedir.
Japonya'nın güvenli bir liman olarak nitelendirilmesi, Küresel Finansal Kriz döneminin en şiddetli dönemlerinde, çok büyük meblağların Japon yeni hesaplarına aktarılmasına yol açmıştır. Doğal olarak bu izdiham USD/JPY paritesini 75.8 seviyesine kadar geriletmişti (Ekim 2011). Tabi şu anda bu güvenli liman yatırımlarının ne kadarının korunduğunu merak etmemek elde değil zira bugün USD/JPY paritesi 118.9 seviyesinden işlem görmektedir.
Başbakan Shinzo Abe, daha önceki 20 yılı esir almış deflasyonun ekonomi üzerinde yaptığı tahribatın etkilerini tersine çevirebilmek için sisteme enflasyon getirme çabası içerisindedir. Abe hükümeti, yönetimi daha önce elinde tutan hükümetin yapmayı planladığı iki kademeli satış vergisi artışının ilkini hayata geçirmiştir. Tahmin edilebileceği üzere bu vergi artışı tüketiciler tarafından pek de hoş karşılanmamış ve ekonominin 3üncü çeyrekte resesyona girmesinin ardındaki en önemli sebep olarak değerlendirilmiştir. Japonya hisse senedi piyasası her geçen gün daha da yukarılara tırmansa da sıradan bir vatandaşın bu değer artışından büyük bir kazanç sağlamadığı ortadadır ki bu da tüketici talebinin vergi artışı sonrasında neden cansızlaştığını açıklamaktadır.
Shinzo Abe, kazanacağı tahmin edilen, erken seçim çağrısında bulunmuştu. Eğer işler tahmin edildiği şekilde gerçekleşirse, satış vergisinin ikinci kez artırılması işlemini 18 ay sonraya erteleyeceği beklentisi hakimdir.
Bu veriler doğrultusunda, Moody's Kredi Derecelendirme Kuruluşu Japonya'nın kredi notunu Aa3 seviyesinde A1 seviyesine düşürmüştür. Bu hamle Moody's ile Fitch'i (ülkenin kredi notu seviyesi konusunda) aynı seviyeye getirmiştir - Standard and Poor's'un notu diğerlerine göre halen bir kademe yukarıdadır. Her ne kadar ülke yatırım yapılabilir statüsünden hiç bir şey kaybetmemiş olsa da Amerika ve Almanya'dan dört kademe geride bulunmaktadır. Teorik olarak bunun anlamı Japonya'nın borçlanma oranlarının artış kaydedeceğidir.