Ekonomistler ile tüketiciler arasındaki en büyük fark ekonomistlerin fiyatlardaki düşüşleri hoş karşılamamalarıdır. Bu şaşırtıcı gerçeğin ardında azalan fiyatların bir deflasyon hortumuna dönüşebileceği korkusu bulunmaktadır. Bu durum, halihazırda dünya genelinde zayıflığını sürdüren tüketici harcamalarını baltalayabilir, özellikle de Avrupa'da. Deflasyona yenik düşen bir ekonomide tüketiciler büyük kalem harcamalarını, fiyatların gelecekte düşeceğini bildiklerinden, çok daha öteki tarihlere ertelemeyi tercih etmektedir. Bunun sonucunda, doğal olarak, harcamalar azalmakta ve ekonomik büyüme sekteye uğramaktadır. Gözlenen yavaşlama istihdam piyasasına birebir yansımaktadır. Japonya, yirmi yılı aşkın bir süredir deflasyonun pençesindedir fakat ülke ekonomisinin ihracata dayalı bir yapısı olması sayesinde yerel piyasanın vasat performansının etkileri hafifletilebilmektedir.
2014 yılının Aralık ayındaki fiyatların (2013 yılının aynı ayına ait fiyatlara kıyasla) %0.2 oranında azalma sergilemesi 19 üyeden oluşan Euro Bölgesini deflasyona itmiştir. Eurostat tarafından hazırlanan bu rakamlar ekonomistler tarafından çok büyük bir sıkıntı olarak nitelendirilmemiştir çünkü meydana gelen gerilemenin temelinde (yıllık bazda) %6.3 azalan enerji masrafları yatmaktadır; diğer bir deyişle deflasyon tüketici harcamalarındaki düşüşten kaynaklanmamıştır. Eğer enerji faktörünü fiyatlardan arındıracak olursak enflasyon oranının %0.6 seviyesinde, Kasım ayındaki düzeyde, kaldığını görebiliriz.
Eğer Brent petrol fiyatını enerji masrafını temsilen kullanırsak (tabi ki çok geçerli bir yöntem olmayabilir) 2013 yılı içerisindeki artışın sadece %0.8 gibi yatay sayılabilecek bir düzeyde seyrettiğini söylemek mümkün olabilir. Öte yandan, aynı hesaplamayı 2014 yılı için kullanırsak fiyatların %46 gerilediği ifade edilecektir. Eğer, tahminlere paralel olarak, petrol fiyatları 2015 yılında düşük seviyelerde hareket etmeyi sürdürürse (Brent petrolü sene başından bu yana varil başına 55 Amerikan dolarından 51 Amerikan dolarına gerilemiştir) Euro Bölgesi üzerindeki deflasyon baskısı da mevcudiyetini koruyacaktır. Enerji harcamalarının azalması tabi ki üretim maliyetlerinin de azalması anlamına geleceğinden tüketiciler açısından sevindirici bir durum yaratacaktır. Tüketicilerin alacakları ürünlere -her zaman yaptıkları alışverişlere- daha az ödemesi aynı zamanda ceplerinde daha fazla para kalacağı anlamına da gelmektedir ki bu durum talebi (ve hatta büyümeyi) ekonomistleri memnun edecek derecede güçlendirebilir!
2015 yılının başlaması ile birlikle Litvanya'nın Euro Bölgesi'ne dahil olması blok içerisinde yer alan ülke sayısını 19'a çıkarmıştır.