Almanya, Yunanistan'a kredi köprüsü konusunu onaylamadığını net bir dille ifade etmiştir. Bu konuya yönelik bir anlaşma Euro Bölgesi'nde yer alan diğer ülkelerin parlamenterlerinin evet oyuna ihtiyaç duyacaktır ve kararın oybirliği ile alınması gerekmektedir. Kısacası, Yunanistan Başbakanı Tsipras ve arkadaşları bir kez daha düşünmelidir. Euro Bölgesi, Yunanistan'a Cuma gününe (bugün) kadar orijinal kurtarma yardımına devam edip etmeyeceğine (ve kredinin 7.2 milyar Euro tutarındaki son dilimini alıp almayacağına) karar vermesi için süre tanımıştır. Yardımın bu son parçası tabi ki Troyka'nın (Avrupa Birliği, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Merkez Bankası) uygun görmesi durumunda verilecektir fakat Yunanistan'ın yeni hükümeti bu teknokratlara görüşmeyi reddetmiştir.
Yunanistan'ın yeni fonlar bulamaması durumunda finansal yükümlülüklerini bu ayın sonundan itibaren yerine getiremeyeceği tahmin edilmektedir. Hükümet bir süredir kendilerini önümüzdeki altı ay boyunda idare ettirecek 7 milyar Euro parayı kredi köprüsü ile bulmaya çalışmaktadır. Almanya böyle bir ihtimali tek taraflı veto suretiyle engelleyecektir - zaten iş oylamaya gelirse köprüye itiraz edecek tek ülke Almanya olmayacaktır. Zaten Almanya, Yunanistan'ın faydalandığı fonların en büyük kaynakçısı konumundadır ve bölge içerisindeki en baskın role sahiptir.
Şu an için, bir ülkenin Euro Bölgesi'ni terk etmesine yönelik bir mekanizma mevcut değildir. Bunun yanı sıra, bir ülkenin finansal sorumluluklarından kaçması durumuna yönelik bir protokol de bulunmamaktadır. Bu sebepten dolayı, yapılacak en gerçekçi iş Yunanistan'a kapıyı göstermek olacaktır. Tasarruf tedbirleri ülkenin aldığı iki yardım paketinin şartları arasında yer almaktadır ve esas amacı halkın yoksulla düşmesine yol açmak değildir (fakat görüldüğü üzere halkın bir bölümün AB ve IMF tarafından diretilen reformlardan kaynaklanan ciddi sorunlara maruz kalmaktadır). Aslında bu kemer sıkma politikaları Yunan ekonomisinin istikrar kazanarak uzun vadede refaha doğru ilerleyebilmesi için tasarlanmıştı.
Bir kişinin, tasarrufun bir derece sosyal destek ve büyümeyi destekleyecek politikalarla takviye edilmesi gerektiğini bilebilmesi için ekonomi profesörü olmaya gerek yoktur. Yunanistan meselesi belki de Avrupa genelindeki kemer sıkma politikalarının yumuşamasına önayak olacaktır. Tabi aynı zamanda paraların boşa harcanması ve verimsizlik gibi konulara yönelik gerekli önlemler de hayata geçirilmelidir. İstihdamı destekleyecek politikalar sayesinde büyümeyi, harcamayı ve vergi getirisini artırdınız mı iş tamam - her şey ne kadar kolay değil mi?