Her ne kadar tüketiciler aynı fikirde olmasa da ekonomistler ve merkez bankaları az miktarda enflasyonun ekonomi için iyi bir şey olduğuna inanmaktadır. Büyük merkez bankalarının büyük bir bölümü yıllık enflasyon hedefini, ekonominin ideal bir şekilde büyümesi için faydalı olduklarını düşündükleri, %2-3 olarak belirlemektedir. Eğer çalışan bir kişiyseniz bunun anlamı, yıllık maaş artışınızın enflasyonun gerisinde kalması veya arada ek ödemeler verilmemesi durumunda alım gücünüzün zaman içerisinde erozyona uğrayacağıdır.
Günümüzde büyük ekonomilerin pek çoğu ya düşük enflasyon yada deflasyon (tüketicilerin fiyatların biraz önüne geçmesi olarak da tanımlayabiliriz) yaşamaktadır. Japonya, uzun süreli deflasyonun yaratabileceği sorunlara en iyi örneği teşkil edebilir çünkü ülke ekonomisin yirmi yılı aşkın bir süredir deflasyonun yarattığı baskının acısını çekmektedir. Fiyatların gelecek zaman içerisinde ucuzlayacağına inanan tüketicilerin harcamalarını geciktirmesinin yerel talebi kötü yönde etkilediği düşünülmektedir. Yerel talebin zayıflaması doğal olarak yapılan yatırımları azalttığından istihdam piyasası da hasar görmektedir. Her şeye rağmen, Japonya'da işsizlik %3.5 gibi çok düşük sayılabilecek bir seviyededir. Şu anda hükümetin başında bulunan Başbakan Shinzo Abe ve Japonya Merkez Bankası ekonominin istikrarlı bir enflasyona sahip olması çabası içerisindedir. Japonya'nın yaşlanan bir topluma sahip olması sosyal güvenlik harcamalarının tırmanmasına yol açmaktadır ve hükümet bir süre önce bu sebepten dolayı boşalan kasasına para girişini artırabilmek maksadıyla satış vergisini %5 oranından %8 oranına yükseltmiştir. Bu değişiklik enflasyonu artırmasına karşın tüketici talebini törpülemiş ve kısa süreli resesyona sebep olmuştur.
Japonya'dan en son gelen rakamlar enflasyonun frene bastığını ortaya koymuştur. Eğer satış vergisi artışının yarattığı etkiyi hiçe sayacak olursak, ülkedeki enflasyonun son iki yıl içerisinde (Şubat ayında) ilk kez sıfıra döndüğünü söyleyebiliriz. Açıklanan verilere göre perakende satışlar %1.8 oranında azalırken, hanehalkı tüketimi %2 oranında düşüş yaşamıştır (on iki ay önce bulundukları noktaya kıyasla). Bu veriler Japonya Merkez Bankası'nın ileride para politikasını daha da gevşetebileceği spekülasyonlarını yeniden alevlendirmiştir; fakat bu yönde bir değişiklik güz döneminden önce gerçekleşmeyecek gibi görünmektedir.