Küresel Finansal Krizin bitimine yakın bir dönemde su yüzüne çıkan Libor skandalının ortaya çıkardığı bir gerçek vardır ki o da finans dünyasının yapı taşlarını oluşturan çevrelerin suçları engellemek için konulan yasaların kendilerini etkilemeyeceklerini düşündükleridir. Libor aslında borç veren bankacıların diğer bankalara sağladıkları paralar için uyguladıkları faiz oranlarının kıyaslandığı bir mekanizmaya sahip olan bir "centilmenler kulübü" niteliğindeydi. Bu rakamlar bir araya getirilmek suretiyle, trilyonlarca dolar değerindeki borçlanmaları, mortgage kredilerini ve diğer pek çok finansal anlaşmayı etkileyen, Libor (Londra Bankalar Arası Faiz Oranı) belirlenmekteydi. Zaman içerisinde bu finansal yapının, mekanizma içerisinde rol alan oyuncular tarafından yapılan yanlış bildirimler vasıtasıyla, kuruluşların kendi durumlarını ve çıkarlarını olduğundan daha iyi göstermekte kullanıldığı anlaşılmıştır. Bu, tatilde gittiğiniz gazinoda oynadığınız oyunların aslında daha önceden ayarlandığını fark etmeniz ile aynı anlama gelmektedir.
Gerçekleştirilen manipülasyona istinaden hiç kimse hapis cezası almamıştır (manipülasyon sadece İngiltere'de değil diğer başka ülkelerde de dolandırıcılık ve dolandırıcılığa teşebbüs olarak değerlendirilmektedir) - İngiltere başbakanı (aslında ihtiyaç duyulmasa da) Libor ve diğer araçları tesir altında bırakacak girişimleri özel bir suç kategorisine sokacak yeni bir yasa getirmektedir. Diğer tarafran, finans piyasası denetçileri Libor skandalının merkezindeki kuruluşlara bir dizi cezayı çoktan kesmiştir. Bu kapsamda zincire vurulan en son banka Almanya'nın bankacılık devi Deutsche Bank olmuştur. Deustsche Bank, İngiltere'nin denetim kuruluşu FCA tarafından 227 milyon sterlin, ABD'nin denetim kuruluşu tarafından ise 2.1 milyar dolar cezaya çarptırılmıştır. Libor ve Euribor manipülasyonu dolayısıyla kesilen ve toplamda 2.3 milyar Euro gibi büyük bir rakama ulaşan bu cezalar piyasa değeri 41 milyar Euro'ya yaklaşan Deutsche Bank için kayda değerdir.
FCA'ya göre, Deutsche Bank ortaya çıkması durumunda kendisini denizin derinliklerine gönderecek bir kaya rolü oynayacak 482 kayıtlı görüşmeyi "hata sonucunda" silmek suretiyle soruşturmayı aksatmaya çalışmıştır. Cezaların rekor düzeylere çıkarılmasında bankanın (2005 ile 2009 yılları arasındaki faaliyetlerini kapsayan) sürütülen soruşturmaları sürüncemede bıraktırma çabası da etkili olmuştur.
Deustsche Bank CEO'ları Anshu Jain ve Juergen Fitschen yaptıkları açıklamada "Bu konudan ötürü büyük pişmanlık yaşamaktayız fakat konunun çözüme kavuşmasından memnuniyet duymaktayız. Banka, denetleyicilerin bulgularını kabul etmektedir. Bu kötü davranışta pay sahibi olanlar ya cezalandırılmış yada ilişiği kesilmiştir. Kuruluş olarak kontrol takımızı güçlendirirken kayıtların tutulmasına yönelik prosedürlerimizi de sıkılaştırmaktayız. Bu yöndeki çalışmalarımıza dair bir değerlendirmeyi sunacağız" demektedir. Tabi ki bunları yapmak durumundalar...çünkü yakalandılar.